14.bölüm - "Gel."

200 30 60
                                    

Herkese selamlar. Nasılsınız?

Son zamanlar (bir çoğu zaman olduğu gibi) kötü şeyler yaşandı. Hayatımda zorluklar bitmiyor, daha da çoğalıyor. Allah sevdiği kuluna çok zorluklar yaşatır diyorum, etkisinden çıkamıyorum bazı olayların ama tek başıma ağlayarak, geçecek diye teselli ediyorum kendimi. Berkin'i yazarken de böyle hissediyordum, bu yüzden Berkin ile yaşadıklarımız aynı (ikimiz de yanlız başına olayların üstesinden gelmeye çalışmasından bahsediyorum) ama bu kurguda geçen hiçbir karakterle aynı şeyleri yaşamadım, sanırım şimdilik... Ama Yusuf Emre ve Gökay için şimdiden o kadar üzülüyorum ki, gelecekte bölümlerde onları nasıl yazacağımı bilemiyorum. Bazen tüm yaşadıklarımı farklı olaylarla satırlara döküyorum, can yakıyor çünkü onları seviyorsunuz. Özür dilerim, canım yandığı için kendi karakterlerimle aynı şeyleri hissediyoruz.

Çok fazla konuştum. Son zamanlar çok suskun birisine dönüştüm, bu kadar konuşmak bile tedirgin hissettiriyor.

Bu arada Whatsapp kanalım var;  oradan alıntılar, bölümler hakkında bilgiler söylüyorum ve bazen de sizinle konuşuyorum. Eğer katılmak isterseniz bio'm da olan linke tıklayarak katılabilirsiniz. Bu arada numaranız gözükmüyor, bu konuda rahat olabilirsiniz. 🤍

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Çok özleştik. İyi okumalar, bebeklerim. 🤍

🫀

Yusuf Emre

Bugün Mustafa abi ile konuşacaktım. Heyecandan ellerim titremeye başlamıştı. Şu an çoğu zaman çalıştığım kafedeydim. Mustafa abiyi bekliyordum.

"Selam, delikanlı." dedi Mustafa abi. Başımı kaldırarak yüzüne baktım.

"Merhaba, abi." dedim kısık sesle. Kübra'nın abisi gibi olduğu için yanında konuşmaya çekiniyordum.

"Nasılsın, kardeşim? Ne için çağırmıştın beni?" diye sordu Mustafa abi. Eşi için endişeliydi. Eşinin doğumuna yaklaşık bir kaç ay kalmıştı ve son aylarda onun yanında olmak zorundaydı. Bu yüzden yanıma gelince hemen konuşur, sorunu halleder ve giderdi. Ama bu sefer ki konu öyle kolay konu değildi.

"Ben senden bir şey rica edeceğim, abi." dedim. "Kübra'ya karşı duygularım var. Onunla evlenmek istiyorum. Ailem ailesi ile konuşmaya gelecek ama bundan önce sen ailesiyle, en azından abileriyle konuş istiyorum." dediğimde Mustafa abi gülümsedi.

"Tabi, oğlum. Yardım ederim." dediğinde rahatça gülümsedim. Mustafa abi de bir şeyler düşünerek gülümsedi.

"Bana haber verirsin, abi." diyerek ayağa kalktım. İmamın yanına gitmem gerekiyordu.

"Nereye acele ediyorsun?" diye sordu Mustafa abi. Benim gibi ayağa kalktı.

"Namaz kılmayı öğreniyorum. İmamın yanına gidiyorum." dediğimde Mustafa abi anlayışla başını salladı.

"Sevdiğin kız için değil, Allah için namaz kılmayı öğreniyorsun umarım."

"Evet, abi... Kübra sadece vesile oldu. Eğer istemeseydim yapmazdım. Ama içime doğdu o sevgi... Din sevgisi bambaşka bir şey. İnsanın nefes almasını sağlıyor." dediğimde Mustafa abi gülümsedi. Elini omzuma koydu destek olmak ister gibi.

"Kalbinde Allah'a karşı sevgi varsa her şeyi ve herkesi seveceksin, oğlum." Bunu bir baba edasıyla söylemişti. Babamdan bilirdim bu sesleniş tarzını. "Çünkü her şeyi ve herkesi yaratan O'dur. O'nu seversen O'nun yarattıklarını da seversin." Onaylarcasına başımı salladım.

Vuslat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin