16

144 16 7
                                    

Ryujin

Saniyeler,dakikalar hatta saatler geçiyordu,fakat beynim asla susmuyordu. Bütün olumsuzlukları yüzüme tokat gibi çarpıyordu. Sanki kulağımda tüm gün bağıran bir yabancı gibi.

Odamdaki koltukta öylece oturuyordum. Teyzem ise markete gitmişti. Evde tektim.

Yeji'nin ne yaptığı hakkında nasıl bilgi öğrenebilirdim ki? Büyükannesinin evinin önünden geçmeye cesaretim yoktu.

Bir dakika. Ya Yuna bir şey biliyorsa?

Hemen komodinden telefonumu aldım ve Yuna'yı aradım. Üçüncü çalışta telefon açıldı.

"Alo?" Yuna'nın sesiydi.

"Yuna, müsait misin?"

"Evet, neden ki?"

"Seninle bir şey konuşmam lazım,eğer yanlızsan."

Birkaç saniye duraksadı. Büyük ihtinalle onu eden aradığımı düşünüyordu.

"Yanlızım."

"Yeji'nin şu anda nerede olabileceği hakkında bir bilgin var mı?"

Derin bir iç çekti. Sanki bıkkınlık gibiydi.

"Ryujin,kafana çok takıyors-"

"Anlamıyorsun Yuna!" Sesim titremeye başladı. "Aşık olduğum kadına inanmamayı seçtim, onu dinlemedim bile!" Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. "Çok pişmanım. Onun gönlünü almam gerekiyor. Yalvarıyorum bir şey biliyorsan söyle."

Birkaç saniye bekledikten sonra cebap verdi:

"Offf tamam. Büyükannesinin evinden  yaklaşık 5 dakika uzaklıkta olan bir kafe var. Oraya sık sık gidiyor, hatta bazen orada çalışıyor. Bunu sana söylememi istememişti. O yüzden ne yap ne et, ama benden öğrendiğini söyleme."

Rahatlamıştım. Derin bir nefes verdim.

"Çok teşekkür ederim Yuna."

"Rica ed-"

Çok sabırsızdım. Direkt Yuna'nın suratına kapadıktan sonra hızlıca üzerime bir şeyler geçirip evden çıktım. Fakat bir o kadar da cesaretsizdim.
Karşısına çıkıp özür dileceyek cesaretim yoktu. Yüzsüz gibi hissediyordum. Fakat artık yapmak zorundaydım. Bazen duygularla hareket etmek iyidir.

...

Yaklaşık 15 dakika boyunca yürüdüm ve Yuna'nın bahsettiği kafeyi görüyordum. Biraz daha yaklaştım ve içeridekileri incelemeye başladım.

Kafe çok kalabalık değildi, sadece bir çift, anne ile bebeği, ve bir de genç bir kız vardı.

Ve o genç kız, benim Yeji'mdi.

En köşeye geçmişti. Uykusuz görünüyordu. Kilo vermişti. Eski parlak gözleri, gülümsemesi yoktu. Sadece oturuyordu. Boş boş bakıyordu.

Elimi anlık bir refleksle kalbime götürdüm ve ne kadar hızlı attığını fark ettim.

Onu o kadar özledim ki...

Daha fazla beklemeyecektim. Hemen kapıya doğru yöneldim ve içeri girdim. Kapı sesini duyunca irkilmedi bile. Belli ki dalgındı. Ağır adımlarla yanına yaklaştım.

Fazla ağır adımlarla.

O kadar yavaş yürüyordum ki diğer insanların bana baktığını hissedebiliyordum.

Nihayet yakınındaydım. Arkası dönük olduğu için beni görmüyordu. Birkaç dakşka arkasında öylece bekledim. Daha sonra omzuna yavaşça dokundum. Dokunur dokunmaz kafasını kaldırdı ve arkasını döndü.

The Library || RyejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin