9

145 11 27
                                    

Bilinmeyen:

Deliriyordum! Her şey mahvolmuştu! Gece gündüz üzerinde çalıştığım planım bitmişti! Tam çekecekken yakalamasa olmuyor muydu? Nasıl olur da görebilirdi? Sezgileri nasıl bu kadar kuvvetli olabiliyordu? Emeklerim boşa gitmişti!

Sinirli bir şekilde ofisten içeriye girdim ve masama oturdum. Fotoğraf makinasını ise sert bir şekilde masaya koydum. Kollarımı önümde birleştirip öylece beklemeye başladım. Zaten camdan atladığım için her yerim yaralanmıştı. Ellerim,dizlerim,bacaklarım.. Ama şu an canımı en çok acıtan elimdeki kesikti. En fazla onu hissediyordum.

Eldivenimi çıkarıp elimi incelemeye başladım. Elimdeki kesik kanamaya devam ediyordu. Tam da yüzük parmağımda bir kesik vardı. Bu kesiği gizlemeliydim. Hemen çekmecemden yaranın boyuna uygun bir yara bandı aldım ve taktım. Daha sonra masamın üzerinde gözüme çarpan, kime ait olduğunu bilmediğim siyah geniş bir yüzük taktım. Gerçekten de iyi gizlenmişti.

Bu sırada kapının tıklandığını duydum.

"Gelebilirsin."

Gelen numara 18 di. Yüzümdeki asıklıktan dolayı planın işlemediğini anlamıştı.

"Sana yurda gitmemeni söylemiştim, ama beni dinlemedin."

"Ama mükemmel bir pla-"

"Bırak şu bahaneleri. Yeji'yi her gün gören biri olarak söylüyorum ki; o kız geceleri uyumuyor. Bu zaten belli, her gün bitkin bir halde."

İç çekip gözlerimi kapadım ve kafamı aşağıya eğdim.

"O zaman ne yapacağız?"

"Kütüphane işinden devam edeceğiz. Sen de plana uymaya devam edeceksin. Tamam mı?"

Sıkılarak bir nefes verdim. "Pekala."

Umarım bu plan işe yarardı, yoksa gerçekten delirecektim. Ama ne yapayım? Çok aşıktım Yeji'ye. Dayanamıyordum...

İstemsizce sırıttım. Tamam, kabulleniyorum sabırlı olmam gerekiyordu. Ben de öyle yapacaktım. Hemen başka bir plana atlamayacaktım. Adımlarımı tane tane atacaktım,ve hepsini öncesinden düşünmüş olacaktım. Ve böylece planım mükemmel işleyecekti.

Sonrasında ise Yeji benim olacaktı.

...

Yeji'nin anlatımıyla:

Büyükannemle selamlaştıktan sonra içeriye geçmiştik. Kendisinin kocaman bir evi vardı. Yanılmıyorsam uzun süredir bu evdeydi. Ayrıca her odası aşırı büyüktü. Şu anda oturduğumuz salon bile o kadar geniş ve ferahtı ki...

Beyaz ve koyu yeşil renklerde döşenmiş bir salondu. Televizyonun etrafına sahte sarmaşıklar asmış, estetik bir görüntü kazandırmıştı. Televizyonun tam karşısında küçük,yuvarlak bir masa ve onun üstünde de beyaz saksılı bir bitki vardı. Koyu yeşil renkli L koltuk ise tam cam kenarına döşenmişti. Ve ben de şu an o köşede oturuyor, büyükannem ile sohbet ediyordum.

"Yeni okuluna alıştın mı tatlı kızım?"

"Evet büyükanne. Güzel arkadaşlar edindim."

"Ne güzel! Peki eviniz uzak değil mi evladım, nasıl gidiyorsun sen?"

The Library || RyejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin