15

135 13 10
                                    

8 Ay Sonra:

Ryujin:

Hani bazı zamanlar olur ya, hiçbir şeyi umursamazsınız. Hiçbir şeyi umursamadığınız için hiçbir şey yapmazsınız, ve hiçbir şey yapmadığınız için zamanla yapmaya üşenir hale gelirsiniz. Beyninizi buna alıştırırsınız ve artık elinizde olsa nefes bile almayı istemezsiniz. Çünkü o bile sizi çok yorar.

Buna depresyon derler.

Bide başka zamanlar vardır, her şeyi umursarsınız. En ufak bir şeyi kafanızda büyütüp asla kurtulamazsınız. Beyniniz sanki sizden ayrı biriymiş gibi o aklınızda olan her şeyi yüzünüze çarpar, bağıra bağıra söyler. Asla kurtuluşunuz yoktur. O beyin asla kendi kendine susmaz. İlla ki bir yardım almanız gerekir. Durduk yere gelen ağlama, çığlık atma istekleri etrafınızı sarar.

Buna da anksiyete derler.

Peki ya, ikisi birden olursa?

İşte o kaçınılmaz bir canavardır.

İlk başta küçüktür, sizi şüphelendirmeye başlar. Hissettiğiniz duyguların nedenini sorgularsınız.

Sonra biraz büyür, artık beyninizin durmadan konuşmaya başlayacağı o döneme giriş yaparsınız.

Ve sonrası bir anda olur. Bir anda kocaman olur ve uykularınızı kaçırmaya, hayat enerjinizi ve neşenizi süpürmeye başlar. Sizi adeta yaşayan bir ölüye dönüştürür.

Sizi kanlı canlı, diri diri yer.

Hayatınız tamamen berbat olur. O bir süre öncesini özlersiniz. Hiçbir şey düşünmeden rahatlıkla uyuyabildiğiniz, gülüp eğlenebildiğiniz zamanları özlersiniz.

Ama asla geri gelmez.

"Ryujin,teyzecim bir şeyler yemeyecek misin?"

Salondan bana seslenen teyzeme cevap verecek halim yoktu. Basit bir "evet" veya "hayır" diyemeyecek kadar yorgundum. Duyduğum ayak seslerinden teyzemin odama geldiğini anladım ve uyuma numarası yaptım. Uyuduğumu görür görmez gitti ve ben de boş boş tavana bakmaya devam ettim.

Hiçbir şey yapmak istemiyordum.

Kelimenin tam anlamıyla, hiçbir şey.

8 ay olmuştu ve onu çok özlemiştim. Her ne kadar beni derinden yaralasa da hala onu istiyordum. O bana kendini savunmasa da içimden bir ses onun yapmadığını söylüyordu. O gün ona çok fazla bağırmıştım.

Kendimden nefret ediyorum!

Kafamı pencereye çevirdim. Havanın hafif yağmurlu olduğunu görünce anlık dışarı çıkma isteğim geldi. Fakat onu bile yapmaya üşeniyordum.

Hadi ama Ryujin, akşama kadar burada öylece uzanamazsın!

Zor da olsa yataktan kalktım ve üzerime montumu geçirdim. Ellerimi montun cebine geçirdiğimde bir şey hissettim. Çıkardığımda ise bir çift kolye buldum.

O gün bir tanesini Yeji'ye verecektim fakat verememiştim.

O gün de bu montu giyiyordum. Mutlu olsun diye Yejiye hediye oarak almıştım.

Yeji'yi fiziksel olarak görmesem de bir şekilde etrafımdaydı.

Yanıma da bir miktar para aldıktan sonra odadan çıktım. Teyzemin gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.

"Bir şey yemeyecek misin hayatım? Doğru düzgün yemek yemiyorsun."

"Hemen geleceğim teyze."

The Library || RyejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin