Düşünmeyen hayvan hayatta kalamaz; türünün devamlılığını en azından doğal sürecinin ötesine taşıyamaz. Bir duygulanışı/tasarımı, değer yaratır şekillerde ortaya koyma; sanat üretme ve süregelen yaşayış biçimleriyle oluşmuş, bölgeye has kültür kazanımlarına sahip olma, kavramsal düşünce yapısına sahip olarak dil oluşturma, insanı diğer hayvanlardan ayıran başlıca özelliklerdir.
Bu özelliklerin tek çatı altında buluştuğu benlik farkındalığı -sinir sistemi uyarıldıkça daha da netleşir- hayatın akışından ayrılarak içinde bulunduğumuz ağın dışında konumlanıp zihnimizde kendimize dair canlandırdığımız yapıdır; fizyolojik yapımızın gelişmişliğine göre daha öndedir. Aradaki fark, bilişsel evrimden kaynaklanmaktadır.
Tüm bu yaşananların doğal sonucunda teknolojik olarak gelinen son noktada yapay zeka; geleceği öngörebilme mesafesiyle doğru, yaşantıya dair zaruri yapılması gerekenler için ters orantılı çalışır. Bu mekanizmayla, doğaçlama ifadelerin işitsel ve görsel her türlü yapısı, girdinin ve çıkacak olanın ayrı ayrı analiziyle uzandığı geçmişe, detaylandırılabilmiş bileşenlerin çeşitliliği, derinliği oranında; kalıtsal yapıya, bulunulan andaki konum ve zamana göre oluşmuş benzerleriyle karşılaştırılabilecek şekilde veri haline getirilebilen bir algoritmadır.
* * *
Daha önce at, papağan, orangutan gibi hayvanların basit matematik işlemlerini yapabildiği gözlemlendi. (Google haber kaynağı)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yaptıkları işlemleri insanları kendileri için kullanabilecek ele geçirme teknikleri olarak kullanabiliyor; öngörüde bulunabiliyorlar. Nedensellik kavramı, onlar için de geçerli.Yaydığımız ses dalgaları veya diğer tüm algılanabilir hareketlerin algoritması belli bir süre geçince ayırt edebilecek sonuçlar verir. Bu değişimi gözlemleyen o canlı işleme aldığı süreyi geriye doğru oranlar; potansiyel davranışlarımızın tahmininde bulunur. Türümüze ait daha önceki hareketlerin ortalamasına göre öncelikle hayatta kalmayı düşünür; kısmen buna göre hareket eder, konumlanır. Dost/düşman analitiğini oluşturur.Özellikle sokak hayvanlarına karşı yaşanan duygusallık, onların etkisi altında hareketlerimize yansır. Kimileri besler, barınacak yer temin eder vs.Etkisi altına alamayacağını düşündüklerini görmezden gelen veya manipülasyonla kontrol sürecine sokmaya çalışan bu türler, tehlike sezgisi sinyal verdiğinde ya kendi uzaklaşır ya da kişiyi uzaklaştıracak hamleyi sergilerler.Benlik bilincine sahip olup olmadıkları günümüzde bile çözülebilmiş değil fakat birçoğu pratikte sandığımızdan daha zekiler...Gözlemleyebildiğimiz hatta birtakım ses, işaret alışverişi gibi komutlarla iletişim kurabildiğimiz bazı hayvanların, genetik olarak en yakın türlerin bile insan türünün bilimde geldigi noktayı anlaması; her ne kadar içlerinde alet kullanmaya başlayanlar olsa da geldiğimiz süreç göz önünde bulundurulduğunda binlerce yıl gerimizdeler ve önümüzdeki yakın tarihlerde şimdilik mümkün görünmüyor. Bunun ifade yeteneğiyle örtüşmesi yüksek oranda geçerli. Türümüzün de algılayamadığı bir seviyede teknolojik gelişme sağlamış olan bir tür olabilir mi? Keşfettikleri türlü yollarla daha gelişmiş bir surete, kendilerini evrilmiş yapılara çevirmiş olabilirler mi? Örneğin insan yapımı araçlar olmadan algılayamadığımız bakteri cinsi hayvanlar tüm dünyayı sarmış durumdalar. Acaba hakimiyet onlarda mı? Yahut en gelişmiş teleskop, mikroskop gibi keşif araçlarıyla dahi ulaşılamayan canlı türleri, bizlerin iletişim frekansına girmeden varlıklarını sürdürüyor olabilirler mi? Bana göre insanlık tarihi boyunca adım adım keşfettiğimiz sayısız canlının devamı da var.
