🍀2. BÖLÜM🍀

105 6 0
                                    

Karanlığın içinde başımı dizlerimi yaslayıp, boş bakışlarımı duvara dikmeye devam ettim. Yaşadığım kâbusun üzerinden saatler geçmişti. Ama benim canım hala aynı şekilde yanıyordu. Bu işe başlarken ben bunları zaten göze almıştım. Ama artık nedense dayanamayacakmışım gibi hissediyordum.

Odanın içinde yanan beyaz ışıkla gözlerimi sıkıca kapattım. Karanlığa o kadar çok alışmıştı ki yanmasına engel olamadım. Duyduğum alay dolu sesle yüzümü buruşturdum. Lanet herif! Yine gelmişti.

"Rica etsem bana anlatır mısın? Niye bu kadar üzgünsün? Kocanın artık seni istemeyeceğinden mi? Yoksa bu vücutla modellik yapamayacağından mı?"

Benden bir cevap alamayınca konuşmasına devam etti.

"Hoş insanların sende ne bulduğunu anlamakta zor ya neyse!"

Duyduğum çarpma sesiyle gözlerimi panikle açtım. Kollarımı kendime ne zaman siper ettiğimin bile farkında değildim. Karşımda ayakta dikilmiş bana bakıyordu. Yüzünden ne hissettiğini anlamak imkânsızdı. Bu adamı kesinlikle okuyamıyordum.

"Seni buraya yatıp yuvarlan diye getirmedim. Kalk!"

Kaşlarım istemsiz çatılırken öfke dolu ama kısık bir sesle konuştum.

"Yatıp yuvarlanmaktan kastın bu mu? Beni birkaç dakika içinde enkaza çevirdin. Umarım yaptığınla gurur duyuyorsundur!"

Önümde diz yıkıp benimle aynı seviyeye gelmeye çalıştı. Ama yine de aramızda inkâr edilemez bir boy farkı vardı. Üstelik adam Berk'ten bile kaslıydı!

"Pek değil! Bir kadın olarak bunları hak etmedin! Ama Berk'in kadını olarak hak ettin. Şimdi sızlanmayı kes ve kalk. Sabrım tükeniyor."

Ayağa kalkmak için birkaç kez çabaladım. Sonuç yine hüsran olunca ona baktım. Kafasında milyonlarca kez bu anı kurgulamış gibiydi. Bu halimden ayrıca zevk alıyordu. Gözlerim yeniden dolarken alt dudağımı cesaretimi toplamak için ısırdım. Ağzıma gelen kan tadıyla yüzümü buruşturup konuştum.

"Gerçekten! Bu halimi izlemekten zevk alıyorsun değil mi?"

Karan'ın dudakları yukarı doğru kıvrılırken gülerek başını salladı.

"Çok mu belli oluyor?"

Öfkelenmem onu mutlu edecekti. Bu yüzden sırıtıp omuz silktim.

"Çok değil. Ama ben fazla zekiyim. Hemen anladım."

Karan kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı.

"Güzel. Benimle alay edebildiğine göre gayet iyisin."

Kolumu kendime doğru çekip elinden kurtulmaya çalıştım.

"Yine mi? Beni yine o lanet yere götüreceksen öldür daha iyi!"

Karan gülerek beni çekiştirmeye başladı.

"İnan bana o dediğini yapmayı çok isterdim. Ama kimse bana ne istediğimi sormuyor. Benim sana sormadığım gibi! Şimdi sus ve yürü!"

Tüm itirazlarıma rağmen beni yine o manyak hayvanın yanına götürmüştü. Beni görünce bedenini ağırca kaldırıp hırlamaya başladı. Panikle Karan'a yapışıp konuştum.

"Bu hayvanın benimle derdi ne? Hem neden bağlı değil! Çıkar onu buradan hemen!"

Benim çığlıklarım hayvanın sinirini bozmuş olacak ki! Dişlerini göstererek hırlamaya başladı. Ağzından dökülen salyalar beni daha çok tedirgin ederken konuştum.

"Anlaşılan senin yapamadığın işi o bitirecek!"

Karan beni zorla önüne getirip sırtımı bedenine yasladı. Hareket çemberimi kısıtladığında kulağıma doğru eğilip fısıldadı.

GARDENYA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin