#11

10.4K 1.2K 278
                                    

aslinda bugun bolum atmicaktim ama skerler diyip atiyorum. devammm

&

taehyung

uzandığım kanepede biraz daha yayılıp telefonumla uğraşmaya devam ettim. başım felaket ağrıyordu. ne kadar denesem de gece düşünüp durmaktan bir türlü uykuya dalmayı becerememiş, sabah saatlerine doğru yorgunluktan kendi kendime sızmıştım.

gözlerim yavaşça telefonumdaki saate kaydı. saat akşam 7'ye gelmek üzereydi ve sevgili en yakın arkadaşım hâlâ ortada yoktu. gerçekten ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum ama eğer amacı beni delirtmekse başarılı olduğunu söyleyebilirdim. ona olan sinirim geçmiş değildi, dün gece söylediği deli saçması şeyler bütün bir gece yakamı rahat bırakmamış, uyandığımda bile zihnimde dönmeye devam etmişti.

yattığım kanepeden sinirle kalktım ve önümdeki orta sehpadaki paketime uzanarak bir sigara yaktım. tam bu sırada duyduğum anahtar sesiyle oturduğum yerde dikleşmiş, yüz ifademi nötrlemiştim.

demek sonunda eve dönmek aklına gelmişti.

kilidi açılan kapıyla birlikte bana doğru yaklaşan adım seslerine dikkat kesilsem de asla dönüp bakmıyor, telefonumla ilgileniyormuş gibi yaparak sigaramdan nefesleniyordum.

''ben geldim.'' diyerek yanımda yerini aldığında ''nerdeydin?'' diye sordum gözlerimi telefonumdan ayırmadan.

''arkadaşımda.''

''iyi.'' dedim sigaramdan bir fırt daha alırken. sesimin umursamaz ve donuk çıkmasına özen göstermiştim. hâlâ ona bakmamak konusunda kararlıydım. beni gerçekten kırdığını ve sinirlendirdiğini anlamalıydı.

''..taehyung,''

sessiz kaldım.

''yüzüme bile bakmayacak mısın cidden? bu kadar mı sinirlisin?'' dediğinde kendimi tutamayıp bakışlarımı ona çevirme gafletinde bulunmuş, en az benim kadar dağılmış görünen en yakın arkadaşımla karşı karşıya gelmiştim. göz altları onun da tıpkı benim gibi uyumadığını belli edercesine çökmüş, saçları belli belirsiz dağılmıştı. yorgun görünüyordu. bu hali biraz afallamama sebep olmuşsa da tavrımı korumam gerektiğini biliyordum.

''sence? sence sinirli miyim?'' diye sordum alayla.

bu cevabımla yüzünde oluşan hayal kırıklığına gözlerimle şahit olmak bok gibi hissettirmişti. onu üzmeyi hiç istemiyordum, ama şu zamana kadar alttan aldığım her davranışını ve dün  geceki tavrını düşündükçe çözümün bu olduğunu düşünmeden edemiyordum.

beni dinleme tenezzülünde bile bulunmamıştı. yalnızca öfkesini kusmuş, beni kötüleyecek bir ton laf söylemişti.

''özür dilerim.'' diye mırıldandı sonunda pes edermiş gibi. bu cümlesiyle boğazımda hissettiğim yumru daha da büyümüştü, onu karşımda böyle görmekten nefret ediyordum.

''ne için özür diliyorsun?''

''taehyung,''

''sana neden özür dilediğini sordum.''

''bak..'' ne söyleyeceğini düşünüyor gibiydi. ''dün gece biraz delirmiş gibi davrandığımın farkındayım, tamam mı? ne oldu bilmiyorum. ben.. çok öfkelendim. söylemek istemediğim şeyler söyledim.''

''anlamıyorum seni.'' diye mırıldandım sigaramı söndürürken.

''anlamadığın ne?''

''son zamanlarda bir garipsin..'' gözlerimi gözlerine çevirdim. aramızda tuhaf bir gerilim vardı. ''bu öfkenin sebebi ne jungkook?''

pillow talkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin