#14

14.8K 1.5K 895
                                    

taehyung

''ya taehyung, hadi ama kalk ya! bak sabahtan beri yatıyorsun zaten.'' diye bir kez daha beni kolumdan çekiştirerek yatağımdan kaldırmaya çalıştığında oflamış, bıkkın bir şekilde söylenmiştim. ''yavrum bu saatte ne filmi ya?''

''saat altıya geliyor aptal. hem yeni düşmüş internete diyorum. kaç haftadır bunu bekliyorum biliyorsun,'' hafifçe dudaklarını büzdü. ''hadi, lütfen.''

bakışlarım istemeden bir anlığına şımarıkça büzdüğü kırmızılıklarına kaydığında dağılan dikkatimi toplamaya çalıştım. ''jungkook,'' dememe kalmadan itiraz edeceğimi anlamış gibi huysuzca kaşlarını çattı. ''bak küserim.''

''ne?''

''yeter, kaç gündür seni doğru düzgün gördüğüm yok. bir 'hayır' cevabı daha kabul etmiyorum kim taehyung. yoksa küseceğim."

"ya-"

"hadiii! giyin ve gel, salonda bekliyorum.''

başka bir şey söylemeden odamdan çıktığında sıkıntılı bir of çektim. ne yapacağımı bilmiyordum. onunla yalnız kalmak şu anda istediğim en son şeydi. çünkü kahretsin ki o geceden beri bir an olsun aklımdan çıkmamış, daha da kötüsü hayal edip durduğum incecik beli ve dudakları rüyalarımda bile beni rahat bırakmamıştı.

kafayı yemek üzereydim, akılalmaz geliyordu. tüm bu olanlara bir açıklama bulmayı denesem de kendime sorduğum her soru cevapsız kalıyor, beni daha da dağıtıyordu. en yakın arkadaşım beni düşünerek kendini tatmin etmişti, ve sikeyim ki ben bundan felaket derecede etkilenmiştim.

en son ne zaman bu kadar çıkmazda hissettiğimi dahi hatırlamıyordum. bazı cevaplara ihtiyacım vardı. mesela, ne zamandır beni cinsel anlamda arzuluyordu? onun açısından her şey nasıl başlamıştı? neden ismim onun dudaklarından döküldüğünde kendime dokunmak isteyecek kadar tahrik olmuştum? neden günlerdir siktiğimin ıslak rüyalarını görüyor ve uyandığımda yalnızca onun iniltilerini hayal ederek tatmin olabiliyordum? kahretsin ki hiçbirinin cevabı bende yoktu.

ve şu an bunları düşünmenin de sırası değildi. içeri gitmeli ve bir an önce şu film faslından kurtulup kafa dağıtmalıydım. bu yüzden düşüncelerimi durdurmaya çalıştım ve kenardaki siyah tişörtümü hızla üstüme geçirip salona doğru ilerledim.

ışıklar kapanmış, perdeler çoktan çekilmişti. harika, bir de böyle bir ortamda izleyecektik demek. daha kötü ne olabilirdi merak ediyordum.

bunu görmezden gelip rahat davranmaya çalışarak yanına oturduğumda ''sonunda geldin, bir an yeniden uykuya daldığını düşünmene başlamıştım.'' diyerek gözlerini devirdi. bu abartılı hareketi beni güldürürken söylediğini yanıtsız bıraktım. ''gevezeliği bırak da başlat hadi, bakalım neymiş haftalardır beklediğin şu film.''

heyecanla kıkırdadı. ''bence seveceğiz.''

kollarımı birbirine kavuşturdum ve oturduğum yerde hafifçe kayarak bacaklarımı araladım. ''bakalım, göreceğiz onu.''

*

sabrımla sınanıyordum.

film başlayalı henüz sadece yarım saat olmuştu ve her ne kadar dikkatimi televizyona vermeye çalışsam da jungkook'un uyluklarımı usul usul okşayan parmakları buna engel oluyor, diken üstünde oturmama sebep oluyordu.

pillow talkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin