7. Bölüm

267 14 3
                                    


Nesrin Sipahi - Aşkın Kanunu

"Nerden çıktın karşıma böyle Sitare,
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde,
Kirpiklerin yüreğime batıyor,
Telaşlı bir kalabalığın ortasında,
Ayaküstü konuşuyoruz,
Nedimin nigehban nergisleri gibi,
Üstümüzde bütün nazarlar."

Dilaver Cebeci

Parmaklarımın donduğunu hissediyordum. Ciddi anlamda, soğuk hava öylesine içime işlemişti ki, botlarımın fermuarını açmak için eğildiğimde eklemlerimin donduğuna kanaat getirmiştim. Zeliha'nın homurtuları, annemin onu susturma çabaları eşliğinde sonunda kapı eşiğinden geçebildiğimizde Nurten teyzenin sirke satan yüzüyle karşılaşmıştık. Anneme sarılıp bize de hoş geldin dedikten sonra Aysel'i çağırmak için yanımızdan ayrıldı.

"Şu surata bak. Sanki biz evlendiriyoruz kızını kumarbazla." diye homurdandı Zeliha, kabanını çıkarırken. Ardından anneme döndü. "Yenge her şey senin suçun ama. Bize ne Aysel'in kız istemesinden? Kıçım dondu sabah sabah. Zemheri kışta da evlenmeyiversin!"

"Kız! Sessiz ol bakayım. Komşuluk hakkıdır, yardım edeceğiz tabii. Serhat'ın nişanına az mı yardım ettiler?" dedi annem, kaşlarını çatarak. Fakat Zeliha susacak gibi görünmüyordu. "Çok mu yardım ettiler? Nurten teyze anca dedikodu yaptı, Aysel de ağladı durdu iki saat. Bütün işi Yasemin ablayla biz yaptık."

"Olsun," dedi annem, geri adım atmayarak. "Kadın yardım istedi. Gelmemek ayıp olurdu."

Zeliha konuşmak için ağzını açacaktı ki Aysel koridorun sonunda belirdi. "Hoş geldiniz!" dedi, içten bir şekilde üçümüze de sarılarak. Yüzünde güller açıyordu. "Hoş bulduk." dedi annem. Ardından salona geçti. Biz de mutfağa yöneldik. Mutfaktaki sandalyelerden birine otururken soğuktan dolan ellerimi bacaklarımın arasına sıkıştırdım. Ev dışarıya göre sıcaktı, fakat karlı havada yarım saat yürümek iliklerimi bile dondurmuş olsa gerek ki, ısınamıyordum.

"Yüzünde güller açıyor Aysel." dedim, yüzümü Aysel'e çevirerek.

"Çok mutluyum vallahi Melda. Annem her ne kadar hevesimi kaçırmak için elinden geleni yapsa da, çok mutluyum." dedi Aysel, solumdaki sandalyeye otururken.

"Nurten teyze dünürlere de kapıyı bu suratla açarsa seni almadan geri giderler ha, ben söyleyeyim." dedi Zeliha, arkasına yaslanmadan hemen önce. Masanın altından bacağına tekme attım susması için. Zeliha omuz silkerken Aysel'in yüzü düşmüştü.

"İnşallah öyle bir şey olmaz. Babam sıkıntı çıkaracak diye de çok korkuyorum."

"Bir şey olmaz, merak etme. Biz okur üfleriz sarmaları, börekleri." dedi, Zeliha. Üçümüz de kahkaha attık.

Zeliha'nın gün boyu susmayacağına o an kani olmuştum. Zaten ne zaman Nurten teyzeyle bir araya gelseler, ince ince birbirlerine laf sokarlar, bütün mahalleliyi güldürürlerdi. Bu sebeple bugün neler yaşayacağımızı merak etmiyor değildim.

Akşama kadar hazırlıkları tamamlayabilmek için fazlasıyla erken gittiğimizden ötürü, diğer kızlar gelene kadar temizliğe de el atmak zorunda kalmıştık. Bu süreçte Zeliha'nın Nurten teyzeye attığı lafları izlemek tek eğlencem olmuştu. En son, Zeliha salondaki tüplü televizyonun tozunu alırken Nurten teyze cinnet geçirmiş, toz bezini elinden alarak Zeliha'yı mutfağa postalamıştı. Zeliha'yla mutfakta Nurten teyzenin o haline dakikalarca gülmüştük. Annem ise eve gidince kulaklarınızı çekeceğim bakışlarını atarak sarma sarmaya devam etmişti.

MünfailHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin