GİTME

304 14 0
                                    

Bir kadın
Kapıya sürekli yumruklarını indiriyor zile basıyordu. Karşımdaki adam şokla bana baktı. Hemen ağzımı kapattı. Ben ne yapacaktım ki.
Bir an o kadının kim olduğunu hayal ettim ve hayal kırıklığı ile ona baktım. Gözlerimde görmesi gerekeni gördü ve elini çekti. Üstümden kalkıp pencereleri açtı. "Bakma öyle". Nasıl bakıyordum o sadece bu bakışları hakediyordu.
Yerimden kalktım üstümü düzelttim o sırada Serter kıyafetlerimi toparlıyordu.
Kadın kapıda çığlık çığlığa bağırıyordu. Biz kapıyı açmazsak büyük ihtimalle tüm apartman başımıza toplanacaktı.

Beni acele ile valizimi koyduğu odaya götürdü. Odadan bir sprey alıp salona gitti. Ben ise öylece odada duruyordum.

Öylece durmayı bırakıp kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Odada bir kapı vardı büyük ihtimalle banyo olduğunu düşünmüştüm kapıyı açtım ve doğruydu.
Hemen elimi yüzümü yıkadım. Kirli çamaşırımı burada bırakmak istemiyordum. Hemen bir poşet buldum

Valizimden temiz bir çamaşır çıkarıp üstümü değiştirdim. Kirli kıyafetlerimi poşetin içine koyup valize geri koydum.

O sırada arkamda bir ürperti hissettim. Arkamı döndüğümde Özçelik'i gördüm. Hemen utançla kafamı yere eğdim. Onu aldatmıştım. Hemen yanıma gelip bana bağırmaya başladı. Haklıydı da.
Uzun zamandır hiç gideremediğim ihtiyacımı Özçelikle gidermiştim.

Benim yanımda sevincine katılacak, can sıkıntımı hafifletecek kimse yoktu ama o vardı. Ben ise onu aldatmıştım. "Neden benim yerime onunla oldun. Seni sevdiğimi bile bile neden beni aldattın." Derin derin nefes alıyordu. Bana kızgınlığını ve öfkesini hissediyordum.

"Özçelik ben... Benim hiç arkadaşım yok. Ancak şimdiye kadar hiç gideremediğim bir ihtiyacım var ve şimdi bunun yokluğunu en kötü bela olarak hissediyorum. Hiç arkadaşım yok Özçelik. Başarılarımla sevinecek kimse yok: başarısızlığa uğrarsam, can sıkıntımı hafifletecek kimsem yok. Benim için çabalayan kimse yok neden anlamıyorsun. Sen varsın ama ben" yutkundum. Bunu ona söylersem kırılırdı. Kırılsın istemiyordum ama
"SEN NE!"
"Sen daha canlı birini istiyorsun değil mi? Ben senin için canlı değilim. Dediğin her konuda senin yanındaydım ama sen beni istemiyorsun." Bağırarak gerçekleri yüzüme vuruyordu. Bende yapmalıyım.
"EVET ÇÜNKÜ DELİRDİĞİMİ HİSSEDİYORUM." Ağlamaya başladım. Fısıldar bir tonda "Ben delirmek istemiyorum. Ben deli değilim. Nolur - ben deli değilim." Kesik kesik nefesler alıyordum. Odadaki yatağa attım kendimi.

"Tamam sen deli olmak istemiyorsan öldür beni"

Hayır bunu yapamazdım. Ona zarar veremezdim. Başımı iki yana salladım.

O vardı ama yoktu işte. Ben gerçekten var olan birini istiyordum. Gözleri benimkilere yanıt veren , bana yakın birinin eşliğine ihtiyacım vardı. Tamam düşüncelerimi ona döküyordum her duyguma karşılık veriyordu ama bu zayıf bir yol. Yalan bir yoldu..

Ben gerçek bir yol istiyordum.

Ona tekrar baktım. "Seni seviyorum. Senin de beni sevdiğini biliyorum. Eğer beni seviyorsan beni üzmeden buradan git lütfen. Kimse kimseyi öldürmeyecek. Kimse ölme-" bir anda içerden daha yüksek bir kadın sesi yayıldı.
"Serter kimi attın EVE."
Beni atmıştı ama bu kadına neydi. Kapıya doğru yaklaştım. Onları dinlemek istiyordum.
"Yeşim işim var. Lütfen evine geç. Neden akşam vakti buraya geliyorsun." Serter çok telaşlı konuşmuştu. Bu Yeşim onu sevgilisi miydi?
"Serter bizde çalışacaktır unuttun mu? Konuşmuştuk ya dün. Bugün akşam için sözleşmiştik. Unuttun mu?" Yeşimin sesi artık daha kısık geliyordu.
Odadan çıkmak istiyordum ancak Serter beni arkadaşına göstermek istemiyordu.

Arkadaşı gittikten sonra bu evden derhal defolup gitmeliydim.

"Unuttum Yeşim bunu ofiste konuşalım mı? Şimdi müsait değilim." Bir patırdı duydum. Ayakların birbirine dolanma sesi gibi ve bir inleme sesi geldi.

BİR KADIN YAZACAKSIN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin