"Almila"
"Merhaba" başka ne diyebilirdim ki. Kimseye Ali hoca ile aramızda geçenleri anlatmamıştım. Onun Serter'in arkadaşı olduğunu da bilmiyordum.Serter'in bakışları ikimiz arasında gidip geldi. Biz Ali hoca ile sadece birbirimize bakıyorduk. Tokalaşmak için kimse hamle yapmamıştı ki bu benim için çok daha iyiydi.
Ben Çukurova üniversitesi İnşaat mühendisliği bölümünü kazanmıştım. İlk senemde şehir dışındaydım ve ne olduysa o zaman olmuştu. Hayatımın en acı tekmelerini daha 18 yaşımda almaya başlamıştım. Halbuki bilmiyordum ki böyle acı tecrübeler kazanacağımı, okulumdan sürüleceğimi bir insanın hayatının benim yüzünden kararacağını. Ben sadece çok çalışıp akademik kariyer yapma derdindeydim.
Ali hocaya mahcupça bakıyordum. Elimi kaldırıp onun elini sıkacak yüz bile bulamıyordum kendimde. Halbuki benim hiçbir suçum yoktu. Gözlerimi gözlerinden çekip Serter'e çevirdim. Artık eve girmeliydik.
"Sen anahtarı bize ver kardeşim biz eve yerleşiriz. Seni de yorduk kusura bakma."
En azından kahve yapabilirdim. Sonuçta yorulmuştu haklıydı.
"Dur kapıyı açıp evi göstereyim. Sonra giderim." Tamam bu daha makul bir öneriydi.
"Sen anahtarı ver ben açayım."
"Niye lan ben açarım kapıyı"
"Olum ikiletmesene lafımı ver anahtarı ben açacağım kapıyı"
Kapıyı kim açacak kavgasına tutuşmuşları evin 2 arahtarı tek anahtarlıkta takılıydı ve ikisi bir ucundan tutmuş çekiştiriyordu. Bu kavgayı çocuklar bile yapmazdı. Onlara tuhaf tuhaf baktım ancak aralarına girmezsem kapıda kalacağımıza emindim.
Yavaşça elimi anahtarlığa uzattım
" Sanırım kendi evimin kapısını kendim açabilirim." Anahtarı ikisinin elinden nazikçe alıp kapıyı açtım.Eşyaları içeri yerleştirmiştim. Serter koltukta sere serpe otururken Ali hocam tekli koltukta misafir gibi oturuyordu. Zarif adam işte öküz gibi yayılmıyor.
"İstersen sana evi göstereyim. Bu evde önceden ben oturuyordum ama kiraya çıkardım. Şanslısın ilk kiracım da sen oldun."
Allah kahretmesin ki hayatını kaydırdığım adamın evine birde kiracı olmuştum ve bu beni hiç mutlu etmemişti. Yüzüm bir anda düşmüştü. Onunla yalnız kalıp ev falan gezmek istemiyordum. Hafifçe boğazımı temizleyip zoraki bir gülümseme ile "Evi gezmeme gerek yok. Normal bir ev işte."
Kendimi bir an salak gibi hissettim. Nedense vermem gereken cevap bu değilmiş gibi. Bu his genelde benimle olurdu. Sanki ben hep yanlış konuşurdum ve içimden bir ses sürekli yanlış konuştun, o zaman o söylenmez, kekeledin diyip dururdu.
"Tamam o zaman ben gideyim."
Serter benim zorlanan sesimi duyduğunda bana dönmüştü daha sonra Ali hocanın sesi ile yavaşça ayağa kalktı. Onu yolcu edecekti sanırım.
"Hocam bir kahve yapayım" demiştim hemen. Bana iyiliği dokunmuştu. Beni görünce evini vermekten vazgeçmemiş, üstelik bana çok nazik davranmıştı. Kesinlikle bir kahveden daha fazlasını hakediyordu.
Ali hoca olur diyip geri oturmuştu, bende mutfağa geçmiştim. Ev eşyalıydı benim almam gereken bir eksik yok gibiydi. Daha sonra iyice evi kontrol eder eksikler alırdım.
Kahveyi nasıl içeceklerini sormamıştım. Ama hepimize az şekerli türk kahvesi yapmaya karar verdim. O sırada Serter mutfağa girmişti. Dolaptan soğuk su çıkarıp içiyordu. O kadar yüksek sesle ve iştahla suyu içiyordu ki bende acayip susamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KADIN YAZACAKSIN +18
Mystery / ThrillerALMİLA KESER, annesi ve zihni ile kavgası hiç bitmeyen kız. Bir gün üvey abisi ile yakınlaşır ve bu yakınlaşma hayatını kökünden değiştirir. Babasının ölümü ve ilk üniversitesinden sürgün yemesi sonucu akli dengesini kaybeder, konuşmak için hayali...