KAÇ KERE ÖPÜŞTÜN?

157 9 0
                                    

Nereden başlıyorduk bu hayata.

İlk önce seviyor muyduk yoksa, ilk önce güveniyor muyduk? Birine güvendiğimizde mi daha mutlu olurduk yoksa sevdiğimiz de mi?

Serter'e onu sevdiğimi söylemiştim ancak bu onda yaprak bile kıpırdatmamıştı. Bana bu konu hakkında tek kelime söylememişti. Belki hayır dese içim bu kadar karmaşa denizinde boğulmazdı.

Acaba benimle öpüşürken ne düşünüyordu? Beni sevmiyorsa bunca yakınlaşmayı neden yaşamıştık?

Belki de sadece hoşuna gitmiştim, tahrik olmuştu. Bu kadardı belki de. Herkese ve her şeye duygu yüklememem gerektiğini söylesem de , yapamıyordum.

Zaten kalbim onu bir zamanlar istemiş olsa da, aklım onun yanlış olduğunu söylüyordu. O benim üvey abimdi ve biz birlikte olamazdık. Belki de Serter bunu benden önce farketmişti.

Timur benden hafifçe uzaklaştı. Ama hala sarılıyorduk. Alnını başımın üstüne koydu. Derin derin soluyordu.

Timur benim için büyük şeyler yapmasa da nedense ona güven duyuyordum. Sanki kocaman cüssesi ile beni herkesten koruyabilirdi. Ama ben en çok güven duyduğum insanlardan korkardım, çünkü kalbimi en çok onlara açardım. Onlarda kalbimi yerinden sökmek için ellerinden geleni yapıyorlardı.

"Almila mısır yandı galiba." Evet bir yanık kokusu almıştım. Ondan ayrılmama izin vermedi ocağa yaklaşıp tencerenin altını kapattı.

"Neyse mısır yiyemeyeceğiz. Zaten filmde hiç güzel değil." Huzurla göğsünde duruyordum. Buradan ayrılmak falan istemiyordum. Başımı iyice göğüs kafesine bastırdım. Burnum gömlek düğmesine değince kaşınmıştı. Hemen burnumu gömleğine sürdüm.

"Cidden kedi gibi sürtünüyorsun."

"Burnum kaşındı." Sesim çocuk gibi çıkmıştı. Biraz daha böyle durursak uyuyacaktım. Aniden beni kucaklayınca tüm uykum açıldı. Küçük bir çığlık attım. Şaşkınca yüzüne bakıyordum. O ise çapkın bir gülümseme ile bana bakıyordu.

Tamam onunla flörtleşiyorduk ama kucağına almak biraz garipti.

Salona geçip ben kucağındayken L koltuğa oturdu. Ayaklarım sağ dizinin yanında sarkıyordu, kollarım ise omuzlarına sıkı sıkıya bağlıydı.

Şaşkın ifademin yanına ürkek bir ifade de yerleşmişti. Onunla yakınlaşmalı mıydım? Yine bir erkeğin sadece tahrik olması sonucu bana yaklaşmasını istemiyordum ancak Timur tahrik olmuş gibi durmuyordu.

Çapkın ve tatlı bir ifade ile bana gülümsüyordu.

Ben ne yapacağımı bilmediğim için hareket etmemiştim. Ama o da öylece bana bakıyordu.

"İçmek ister misin?" Laf olsun diye konuşuyordum.
"Neyi, dudaklarını mı?"  Bir anda gözlerimi kısacak kadar gülmüştüm.
"Aptal" hala gülüyorduk.

Bana yaklaşmaya başlayınca gülüşüm kaybolmaya başladı. Karar vermiştim. Birilerine şans verecektim. Şans vereceğim kişi ise güvendiğim biri olmalıydı ve Timur'a kesinlikle güveniyordum.

Dudaklarını dudaklarımda hissetmiştim. O dudaklarda büyük bir huzur var gibiydi. O benden gitmesin diye yapmıyordum bunu. Sadece yapmak istemiştim. Hislerimi merak etmiştim.

Yavaş başlayan öpüşmemiz, hızlanmaya başlamıştı. Timur üstüme doğru eğilmişti, benim de sırtım arkaya doğru meyletmişti ve rahatsız hissetmeye başladım. Ondan hafif uzaklaştım. Kucağında oturuşumu düzelttim. Bacaklarımı iki yanına koyup tam kasıklarına oturdum.

BİR KADIN YAZACAKSIN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin