BİR KADIN YAZACAKSIN +18

KISKANÇLIK / EV ARKADAŞI

"Ev okula yakın olsun istiyorum. Eğer okula yakınsa bir konuşayım." Timur hala dik dik bana bakıyordu.

"Kalacak bir yerin yoksa bana gel, bir süre kalırsın. Ev zaten büyük," Kenan'ın ilk defa ciddiyetle konuştuğunu görüyordum.

"Saol Kenan ev ayarlayana kadar bir otelde de kalabilirim. Ben sadece yeni ev için yardımcı olabilir mi diye aramıştım Aynur'u." Timur'un sıkıntıyla verdiği nefesleri duyuyordum.

"Neden evden çıktın? Yeni taşınmamış mıydın?" Annemden kaçıyorum, beni bir daha bulmasın istiyorum diyemediğim için "Ev sahibi ile anlaşamadık. Zaten daha kontrat bile yapmamıştık." dedim.

"Almila, arkadaşımın evi okula yakın ama arkadaşım şey," söylemek istemiyor gibiydi. "Nolmuş arkadaşına" bunu söyleyen Timur'du. "Arkadaşım erkek. Ama ikinizin de son senesi zaten."

Ben bir erkekle kalmak istemiyordum ki. Ben zaten bir ev arkadaşı da istemiyordum. Sadece okula yakın bir ev istiyordum. Ben konuşmadan tekrar Timur konuştu.

"Almila neden önce bana haber vermedin?" İlk onu aramamadığım için gücenmiş gibiydi.

"Ben.." ne diyeceğimi bilemedim. "Dersimiz olduğunu biliyordum. O yüzden-"

"Olsun, sen mesaj atsan da ben bakardım."

"Şuan bunun ne önemi var Timur" Kenan konuşmuştu. Onlar için belki önemi yoktu ama bizim için önemli olduğunu hissettim. Kenan'ın suratında bir sinir, Aynur'un ise bir merak vardı. İkisinin de bakışları Timurdaydı.

Timur ayağa kalkıp bavulumu aldı. Kafasını arkadaşlarına döndü "Bundan sonrasını ben ayarlarım." Bana bakıp "Hadi kalk" dedi. Bense tek sözü ile ayağa kalktım. Elimi cüzdanıma atıp masaya para koyacakken Kenan'ın eli elimin üzerine kapandı. "Koy cüzdanını cebine" yanımda Timur'un nefes seslerini işitiyordum. Aynur'un ise ellerimize odaklamış gözlerini görüyordum. Elimi çekip onlara veda ettim.

Timurla arabaya binip bir evin önünde durduk. Kafeye 15 dakika uzaklıktaydı.
"Burası neresi, hiç kiralık ev ibaresi yok sanki." Ben konuşurken o bavulumu almış bir apartmana doğru gidiyordu.

Peşinden gidip asansöre bindik. O kadar sessizdi ki bende ona ayak uydurmak istedim. Eve geldik, anahtarını çıkarıp kapıyı açtı ve içeri girdik. Tertemiz, mis gibi kokan, küçük bir eve gelmiştik. Salon mutfak birlikteydi. İlerideki koridorda ise  2 tane kapı vardı. "Timur beni evine mi getirdin?"

Beni titiz olduğu için arkadaşlarını bile almadığı evine getirmişti.

"Evet burası benim evim. Biz sana ev bulana kadar burada kalırsın. Evde 1 tane oda var, sen benim odamda yatarsın. Ben koltukta yatarım. İlk kapı banyo, ikinci kapı ise yatak odası." Kalbim dedikleri ile hızla atarken evin salonuna doğru yürüdük.

"Buna gerek yoktu, ben otelde de kalırdım." kaşları çatık bir şekilde bana baktı. "Paranı çar çur etme. Düzenini kurana kadar burada kalabilirsin. Sonrasını sonra düşünürüz." Yutkunup alttan alttan ona baktım. Gözlerindeki sinir biraz kırılmış yerini merhamet almıştı sanki.

İyi ki acıma değildi.

Ben odaya geçmiş altıma düşük bel, ispanyol paça, siyah bir tayt giymiş ardından üstüne de uzun kollu ancak ince bir crop giymiştim. Kafama da saç bandı mı takmıştım. Saçlar önüme geldikçe sinir oluyordum. Crobumun kollarını ellerimde toplayarak mutfağa, onun yanına gittim. Mutfak küçüktü, içinde 4 kişilik yuvarlak bir masada vardı. Masaya geçip oturdum ve onu izledim.