9

2.2K 124 20
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Son zamanlarda dudaklarıma yer edinmiş birkaç kelimeden oluşan sözlerini bir türlü hatırlayamadığım bir melodi vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Son zamanlarda dudaklarıma yer edinmiş birkaç kelimeden oluşan sözlerini bir türlü hatırlayamadığım bir melodi vardı. Bir türkünün parçası gibiydi ezgisi ama çıkaramıyordum. Çok içten çok acıklı bir şekilde boğazımdan kopup geliyor kelimeler boğazıma ulaştığında dilim lâl oluyordu. Bir türlü sözlerini hatırlayamadığım türkü gibiydi hapishanede geçen günlerim. Karamsar, boğucu, insanın gırtlağını sıkan cinsten. Bitivericekmiş gibi gelip peş peşe daha büyük bir ızdıraba sokan...

Elimdeki fırçayı yavaşça poşetin içine soktum. Aynadaki yansımamda gördüğüm traşlı yüz ve inci gibi dişlerle rahatlamıştım. Hapishanede olsak da bakımını yapan bir adamdım burdaki diğer ayılar gibi hiçbir temizlik yapmadan duramazdım sonuçta.

Tuvaletten çıktığımda beni karşılayan somurtuk gardiyan "Yürü." diye emir verdi. Sanki ben uçucaktım amına koyayım.

Kolumu tutmasıyla bu ekstra gergin tavırlara bir anlam verememiştim, altı üstü psikologun odasına gidiyorduk yol üstünde adam öldürmeyecektim, belki.

Bugün buraya yeniden gelişinin üçüncü günüydü. Bahse varım yaşadığı olaydan sonra her gün küfrederek uyanıyor, gözünü açtığı gün ışığına buraya gelmek zorunda olduğu her saniye için sövüyor sonra da el mahkum kendini bu bok çukurunun içinde buluyordu. Artık eskisi gibi yüzünde gülücükler açmıyordu, yüzündeki ben her şeyi düzeltebilirim şirinliğindeki bakışları da gitmişti. Bazen bahçeye çıktığında olayın yaşandığı yere gözlerini dikip öylece donduğunu farkediyordum.

Gözleri artık hep tetikteydi, hepimiz gibi. Burdaki herkes gibi o da güvende olmadığını farketmişti. Kurtlar sofrasına oturduğunu biliyordu. Şimdi ne kadar gözü açıksa o kadar çok yemek yiyebilirdi. Üstelik hapishanenin psikologu olması bir şeyi değiştirmezdi. Belki daha çok puan kazandırırdı ona, belki filenin karşı tarafındaydı ama önümüze konulan yemek aynıydı.

Kapı açıldığında kolumu tutan gardiyan beni öne doğru ittirdi. Karşımda gördüğüm beden yüzüme bakmadan elindeki dosyaları karıştırmaya devam ediyordu. Kapının kapanma sesini işittiğimde önümdeki sandalyeye oturdum.

Psikolog Bey [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin