Love Isn't Real | Hyunlix Minsung

12' baby bread

-Bitch, you know I'm sexy!!! Mekana Lee Minho giriş yapıyor gençler!!!

Sanki her gün bu bara geliyormuş gibi olan rahatlığımla mekana bu sözle giriş yaptım. Bizimkiler ise gülmeye başladı. Jisung yanıma yaklaştı:
-Sevgilim, her gün buraya gelmiyorsun değil mi?
Dalga geçtiği belliydi, bu yüzden dalga geçerek cevap verdim:
-Üzgünüm sevgilim, her gece buradayım.
-Eğlenmeye mi geliyorsun? Yoksa burada çalışıyor musun?
-Ben, ben...
Ses tonuma duygusal bir hava kattım ve devam ettim:
-Üzgünüm Han Jisung, üzgünüm sevgilim ama ben direk dansçısıyım...

Bizimkiler kahkaha atmaya başladı ve ben de onlara katıldım. Hyunjin gülerek Felix'e döndü:
-Bebeğim, doğruyu söyle. Yoksa sen de mi kuzeninle ortak çalışıyorsun?
-Bunu,bunu hep senden gizlemek istemiştim Hwang Hyunjin. Maalesef evet, ben de bir direk dansçısıyım...
Yeniden kahkahaya boğulduk. Bu sırada Seungmin konuştu:
-Barın girişinde bekleyecek miyiz gerçekten? Hadi geçelim masaya.

Seungmin'in demesiyle farkettim, gerçekten mekana sadece girmiş, sonrasında burada sohbete dalmıştık. Girdiğimiz mekanda ilerledik ve büyük bir masaya yaklaştık. Masaya yerleşmiştik, Chris'in gelecek arkadaşları için de iki sandalye ayırmıştık. Yanımıza garson bir kız yaklaştı ve konuştu:
-Ne istersiniz beyler? Oda, masa ya da grup?
Konuştum hızla:
-Ne diyorsun be manyak? İçkimizi ver git.
-Bu benim görevim efendim. Sorarak yapıyoruz ya bu işi. Vahiy mi inecekti hangi erkeğe yaklaşacağım?
-Daha konuşuyor ya. Kızım gitsene.
Hyunjin de bu tepkiyi vermişti. Ardından Felix ekledi:
-Chan bu mekanlar hep böyle mi?
-Evet.
Dedi Chan.

-Chan sakın bu mekanlarda böyle kadınlarla olduğunu söyleme.
Seungmin birazcık kıskanarak demişti bunu.
-Hayır sevgilim, alakası dahi yo-
Chan ise ona güven vererek konuşuyordu fakat hyunjin böldü:
-Seungmin abim yalan söylüyor. Kadınlarla işini burada bitirmiyor eve de atıyor. Hatta arada benden bile daha yakışıklı erkekler getiriyor hatta ben de abi işin bitince benim odaya gönder diyorum.
-Hyunjin!?
Felix Hyunjin'in son cümlesine ani bir tepki verdi.

Biz kahkaha atıyorduk fakat Felix hâlâ ciddiydi. Hyunjin durumu toparlamak için konuştu:
-Hayır, Felix rahat ol. Böyle bir olay yok.
-Anladım, ben bir an şey sandım işte.
Kahkaha atmaya devam ettik. Bu sırada Chris'in telefonu çaldı.
-Tamam Changbin, bekliyoruz. Görüşürüz.
Telefonla konuşması bitince açıklama yaptı bize.
-Bir kaç dakikaya buradalar. Bizsiz içmeyin diyorlar.
Başımızla onayladık. Chris yine konuştu:
-Beyler bana abi demenize gerek yok. Kendimi çok yaşlı hissediyorum.

-Üzgünüm sevgilim ama yaşlısın.
Seungmin'in dediğine kahkaha atıyorduk.
Sonrasında Chris ve Hyunjin bir diyaloğa başladı:
-Yaşlı olmam bana abi demenizi gerektirmiyor ki. Aramızda bir kaç yaş var.
-Abi aramızda kuşak farkı var. Dede dememiz lazım normalde.
-Hyunjin sen harici herkes bana abi demeyi bıraksın.
-Niye ben ayrıyım?
-Hani öz kardeşimsin ve benden küçüksün ya.
-Ben senden küçük değilim abi, sen çok yaşlısın.
-Tamam,tamam ondan.

Yeniden kahkaha atmaya başladık. Chris yine konuştu:
-Çok iyi kişilerdir Changbin ve Jeongin. Changbinle yaşıtım ama abi demeyin, sevmiyor. Jeongin sizin okulda, on ikilerden. Ama galiba tanımıyorsunuz. Yaşı sizden bir yaş küçük, okula erken başlamış..
-Chris abi, sen yanlış kişilerle tanıştırmazsın zaten bizi. Sana güvenim tam.
Felix Chris'in gözlerine bakarak söylemişti bunları. Kuzenim olmasa, içini dışını bilmesem Chris'e duyguları var derdim. Çünkü çok güzel bakmıştı. Bu sırada yanımda oturan Hyunjin'den yapay bir öksürük sesi geldi. Doğrudan abisinin gözlerine, oradaki Felix'e bakıyordu.

-Birileri kıskanmış.
Jisung'un dediği bu cümle ile kahkaha boğulduk. Çok fazla kahkaha atıyorduk, sarhoş halimizi düşünemiyordum.
Bu sırada masaya iki kişi yaklaştı. Chris ayağa kalktı ve hoşgeldiniz dedi. Büyük ihtimalle Changbin ile Jeongin bu ikisiydi. Chris konuştu:
-Hoşgeldiniz, hoşgeldiniz. Geçin oturun. Chris'in yanındaki iki boş sandalyeye oturdular. Sonrasında basitçe tanışmaya başladık. Chris'in yanında olan kendini tanıttı: