13' kiss

107 15 72
                                    

Hyunjin'den
(Normalde Minho'dan olacaktı ama Hyunjin'in duygularını duyun diye Hyunjin'e geçiş yaptım)
Bakalım bölüm beklediğinize değecek mi?

-Hadi oynayalım şu oyunu.
Felix heyecanlı konuşmuştu. Changbin konuştu:
-İlk cümlemiz benden gelsin o zaman. Yapanlar içecek. Daha önce hiç dersten kaçmadım.
Hepimiz içmiştik. Abim sinirle bana döndü:
-Bak bak Bay Hwang, napıyorsunuz siz? Dersten kaçılır mı hiç?
Ve kahkaha attı. Herkes abimin bu cümlelerine gülmüştü. Ama en güzel gülüş, yanımdaki civcive aitti. Ve ben de ona aittim.

Jeongin konuştu:
-Sıra ben de. Hiç nefret ettiğim hoca olmadı.
Yine hepimiz içmiştik. Konuştum:
-İyi de böyle sıkıcı oluyor. Biraz değişik şeyler söyleyelim. Çok normal konuşuyorsunuz.
Jisung ekledi:
-O zaman bu tur bende. Daha önce hiç aşık olmadım.

Herkes içti, Felix dahil. Ve bu sırada benden beklemedikleri bir hareket geldi, küçük bardağı aldım ve içtim.
Abim harici bir "ne" çıktı ağızlardan. Minho koluma vurdu omzuyla.
-Hani aşka inanmıyordun fok balığı?
Güldüm:
-İnandırdılar.

Felix direkt abime bakıyordu, anlamıyordum, benden ümidi kesince abime mi geçmişti?

Kendi düşünceme güldüm içimden. Yanımdaki Jisung ve Minho Felix'e dönmüşlerdi, Seungmin ve abim zaten Felix'in karşısındalardı. Changbin ve Jeongin ise olayı anlamaya çalışıyorlardı. Ben ise masaya bakıyordum.

Felix konuştu:
-Ben bir lavaboya gidiyorum.
Jisung cevap verdi:
-Felix tek gitme. Buralar iyi yerler değil. Gelelim mi senle?
-Gelelim mi derken?
-Felixcim Minho ile ben.

Atıldım konuşmalarına:
-Jisung ben giderim Felix'le.
-Anlamadım?
-Felix seninle geleceğim.
-Peki, gidelim.

Masadan ayrıldığımız sırada kulaklarım fazla iyi duyduğu için masayı dinleyerek ilerlemeye başladım. Ortamda ses artıyordu fakat odağım masa olduğu için duyabiliyordum. Jisung konuşmuştu:
-Ne yapmaya çalışıyor bu Hyunjin?
Abim karşılık verdi çok rahat bir sesle:
-Rahat olun, halledecek.
-Ya Felix'i üzerse?
Minho sormuştu bunu. Abim yine cevapladı:
-Hyunjin bunu Felix'e yapmaz.

Jeongin konuştu bu sırada:
-Bana, daha doğrusu bize özel değilse olayı anlatır mısınız?
Jisung ve Minho aynı anda konuştu:
-Memnuniyetle.

Bu sırada Felix koşar adımlarla lavaboya gitmişti. Ben ise masa dinleme uğruna çok yavaş gitmiştim. Felix lavaboya girdiğinde benim lavabolarla aramda biraz mesafe vardı. Rahat oldum, koşmayacaktım hemen arkasından. Niyetimi de yanlış anlayabilirdi sonuçta. Oysa ben ona olan aşkını yeni kabullenmiş, ne yapacayacağını bilemeyen bir aşıktım.

Lavabonun önüne geldiğimde bir nefes aldım derince, ardından kapıyı açıp içeri girdim. Bu sırada biri başka birinin üstüne yürüyordu. Umursamadım ve Felix'e baktım. Tuvalete girmişti belki de diye düşündüm çünkü onu göremiyordum. Bu sırada duvara sıkıştırılmış olan sarışın konuştu:
-Rahat bırak beni. Senle gelmeyeceğim.
B-bu Felix'in sesiydi. neler oluyordu böyle!?
-Felix!
-Hyunjin!

-Hadi ama yakışıklı, bu gece bana geçsen, en fazla ne olabilir?
-B-Benim sevgilim var, tamam mı?
Felix'in sesi titredi. Ben ise adamın tam arkasındaydım, Felix'e dokunduğu an yumruğu geçirecektim.
-Sevgilin olmadığı belli yakışıklı. Yalan söylüyorsun. Ve ben yalanı sevmem.

Felix bana bakıyordu titreyen gözleriyle.
-Sevgilim var, rahat bırak beni!
-Hani nerede? Ben niye göremiyorum?
Konuştum bu sırada:
-Hemen arkandayım kardeşim.
-Ne!?
-Ne'si falan yok. Sevgilimi bırak ve git.

-Ahh, kaçırdım yakışıklı çocuğu.
Dediğiyle sinirlerim tavan yapmıştı. Benimle aynı boylarda, maksimum bir iki yaş büyük çocuğun karnına bana döner dönmez yumruğumu geçirdim. Sinirlendi.
-Benim elim armut toplamıyor ya.
Bana yumruğu atacağı sırada Felix ona bir tekvando hareketi yaptı. Bu çocuğu geriye savurdu. Felix sonuçta yıllarını bu spora vermişti, 70'e yakın da madalyası vardı.

Love Isn't Real | Hyunlix MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin