Yaptığım tabloları asması normaldi, buna bir şey diyemezdim ama ders sırasında yaptığım basit bir karalamayı dahi saklanmıştı. Bu olmamalıydı, sonuçta ben onu sevmiyorum, öyle değil mi? Ona karşı hislerim vardı elbet, olmasaydı ona beraber olamayacağımızı net söylerdim ama Felix benim için çok özeldi, farklıydı. Sorun vardı ama,ben aşka inanmıyorum. Aşk belki gerçektir ama sadece ihtimal. Belki Lix bana gerçekten aşıktır ama...
Düşünceler denizine atmıştım kendimi. Sonsuza çıkıyordu ihtimaller. Felix beni seviyordu ve bundan çekindiği için uzak duruyordu. Beni sevdiği için beni kırmak istemiyordu. Ama bana göre aşk diye bir şey yoktu bu yüzden ihtimaller sonsuza çıkıyordu.
Bir anda yanımda hissettiğim sıcaklıkla Felix'in geldiğini anladım. Elini elimin yanına koyduğu zaman kendi çizdiğim göz çizimini okşadığımı farkettim ve bir anda durdum. Bu tablo çok ayrıydı benim için. Aslında ilk kendim için çizmiştim bunu fakat daha çizimin bitmesi üzerinden 2 gün geçmiş olsa bile gördükçe ağlama hissine kapıldığım için Felix'e hediye ettim. Bu tablo Felix'in gözüydü...
Bir yıl önce bir okul etkinliğinde tiyatroya katılmıştı Felix. Tiyatroda başarılı olacağına pek inanmıyordu fakat hoca hepimiz gibi onun çok iyi olduğunu biliyordu. Bu yüzden onu seçmişti. Ben ise Felix'le oynamak için o etkinliğe katılmak istemiştim ama bana şiir okumam gerektiği söylenmişti. Ben de Felix'i uzaktan izlemiştim. Şiirimi de gözlerine bakarak söylemiştim. Belki Felix'in o zamanlar bana karşı duyguları yoktu ama benim adını veremediğim duygular kendimi bildim bileli vardı. Onu kendime yakın hissediyordum, gerisini bilemiyordum.
Felix tiyatrodaki görevini gerçekten hakkıyla yerine getirmişti. Kimsenin ona olan güvenini boşa çıkarmamıştı. Tiyatro etkinliği bittikten sonra büyük bir alkış koptu salonda. Bu alkış saygısızlık olmasın alkışlarının aksine gerçek bir alkıştı. Felix bu tepkiden sonra ağlamaya başladı. Flaşlar kopuyordu tabiki. Felix ise masum masum ağlıyordu. Sahneye gidip ona sarılmayı o an çok istemiştim ama bunu yapamazdım. En sonunda Felix'i sahneden aldılar ve şiir töreni başladı. 2. okuyan bendim. Şiirimi okuduktan sonra sahne arkasına geçtim belki Felix oradadır diye ama sahne arkası küçük olduğu için insanlar kendi sırasına bir kişi kala geliyordu ve sıradaki kişi vardı burada. Ben oturduğum yerden kalkıp gitmiştim, sahne arkasına hiç geçmemiştim bu yüzden buranın böyle olduğunu bilmiyordum.
Geri yerime döndüğümde Felix'in burada beni beklediğini farkettim. Hâlâ ağlıyordu. Önce yanına oturdum ve sarıldım oturduğum yerden. Uzun uzun sarıldık birbirimize. Omuzumda ağladı biraz. Kulağına fısıldadım bende:
"Başardın Felix."
Cevap verdi bana.
"Başardım Hyunjin."Rahatlamıştı biraz sonra, rahatlamıştık. Sarılma pozisyonumuzu bozmuştuk ama yine de Felix elimi sıkı sıkı tutuyordu. Ben de elini bırakmamıştım. Etkinlik dönüşü eve geldiğimde okulumuzun web sitesinde fotoğraflar paylaşılmıştı. Aralarında dikkatimi çeken sadece bir tanesiydi, Lee Felix. Ağlarken o kadar tatlı çıkmıştı ki. Kağıdı kalemi alıp onu çizme fikri geldi aklıma. Sonrasında kağıt aşınır ve bu güzel resim kaybolur diye tuvale çizme kararı almıştım. Tüm yüzünü çizmeye başladım ilk sefer ama o gül yüzünü çizemezdim. Bu yüzden sadece ağlayan gözünü ve gözünün alt tarafını çizdim, çizerken ağlıyordum. Bir müddet odamda kaldı resim, baktıkça ağladığım için en sonunda resmi odamdan kaldırdım. Felix resimlerimi severdi, ona en güzel şeyleri çizmek isterdim bende. Felix'e kendisinden daha güzel bir resim veremeyeceğimi bildiğim için resmi ona hediye etmiştim.
Şu an ise dolu gözlerle o resmi okşuyordum ama elimin yanında asıl okşamak istediğim el duruyordu. Felix'e döndüm:
-Benim hediye ettiğim tablo...
Felix diğer tabloları göstererek konuştu:
-Bunlar da senin hediye ettiğin tablo.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Isn't Real | Hyunlix Minsung
Fanfiction"İyiyim şuan ama sen değilsin. Bunu inkar etmeye çalışma, gözlerinde görüyorum iyi olmayışını." "Yorma dudaklarını, gözlerin her şeyi yeterince haykırıyor zaten." düz yazı, texting shipler: Hyunlix, Minsung, Chanmin, Jeongbin