7' shush

77 9 3
                                    

Hyunjin'den

"Felix, nerede kaldı bunlar?"
"Bilemiyorum Hyunjin, acaba Minho kötüleşti mi?"
"Çok fazla iyi düşünüyorsun Felix."
"Ne anlamda?"
"Belki de kuzenin biraz fazla iyi rol yapıyordur."
"Anlamıyorum."
"Aslında göstermek isterdim yaptıklarını ama biliyorsun ki sınıftayız."
"Hyunjin ne saçmalıyorsun? Açık açık söylesene."
"Diyorum ki Minho belki de Jisung'u tuvalette yiyordur."
"Ne!?"
"Günaydın prenses."

Felix bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Şahsi olarak Minho'nun hasta olduğuna inanamıyordum çünkü baya iyi rol yapardı kendisi. Felix'i böyle çok kandırmıştı küçükken. Hocanın da böyle bir durumda panik olduğunu ve sıra arkadaşını kim hastaysa onla beraber gönderdiğini biliyordu. Zaten Jisung'a karşı boş değildi ve Jisung'da Minho'yu seviyordu. İkisi de birbirine sadece arkadaşça yaklaşıyordu ve ilk adım asla Jisung'dan gelmezdi. Minho'da uzun zamandır bunu planlıyordu. Minho ve Felix ne kadar kuzen olsa da ben Minho'yla,Jisung Felix'le daha yakındı. Çünküsü yoktu. Minho bu duruma "semeler ve ukeler dayanışması" adı vermişti.

"Hyunjin,ben merak ediyorum, ya Minho'nun başına bir şey geldiyse?"
"Bir şeyler yaparken görürsek şaşırma."
"Ya yoktur öyle bir şey. Gidelim bakalım."
"Peki Bay Felix."
Gülümsedi cümleme. Ona böyle basit şeyler demem onu çok mutlu ediyordu. Felix mutluysa ben de mutluyum zaten.

Elimi kaldırdım.
"Bayan Patricka, acaba Minho'ya bakmaya gidebilir miyiz?"
"Neden ki? Jisung başında zaten ve bir şey olursa gel söyle demiştik."
"Hocam Jisung panikleyebiliyor böyle durumlarda. Minho'nun başında bayılmış dahi olabilir."
"Ciddi misin Hyunjin?"
Felix diyaloğumuza katıldı:
"Hocam baya ciddi. Çocukluğumuzdan beri beraberiz ve Jisung dayanamaz."
Hoca paniklemişti. Hemen konuştu:
"Ne bekliyorsunuz o zaman? Hızlı olun. Eğer sorun çıkarsa biriniz gelip haber edin."
Bir ağızdan konuştuk:
"Peki hocam."
Sınıftan çıktık hızlı adımlarla. Sınıf kapısını kapatıp Felix'e güldüm. "Eğer öpüşmüyorlarsa öpüşürüz haberin olsun."
"Ne!?"
"Her şeye ne demeyi kessen artık."
"Düzgün şeyler söyle o zaman."
Yanağından bir makas aldım. "Tamam canım."

Tuvaletin önüne gelmiştik. "Hadi bakalım." diyerek kapıyı açtım. Felix önden ben arkadan girdik içeri. Ve Felix bir kaç adım attı. Arkasından yürürken durdu bir anda. Ağzı ise beş karış açıktı. Baktığı tarafa baktım. Ben zaten bunu bekliyordum. Bu yüzden şaşırmadım. Gülümseyerek Felix'e baktım. Hâlâ ağzı beş karış açıktı. Ama keşke bunu görmeseydik. Çünkü görmeseydik biz yaşayacaktık. Felix'e karşı duygularımı bilmiyordum ama etkilendiğim netti. Bu sırada duvara yaslı Jisung gözlerini açtı. Bizi görmesiyle Minho'nun boynunda olan ellerini omzuna indirdi ve işaret parmağını Minho'nun kürek kemiğine bastırdı. Ayrıldı Jisung yavaşça. Minho'ya gözleriyle bizden tarafı gösterdi. Minho bize baktı. Göz göze geldik. Gözlerim dudaklarına kaydı. Morarmış :). Minho konuştu "Ne zaman geldiniz?"
"Bilmem galiba siz işte iken." diye cevap verdim.

Jisung kızarmıştı. Felix'in ise ondan kalır yanı yoktu. Felix'e yaklaştım ve güldüm. "Bizim plan da sadece planda kaldı."
Koluma hafifçe omuz attı ve konuştu. "Sus."
Hafif yüzüne eğildim ve gülümsedim. "Üzgünüm Felixcim. Susamam."
Yüzlerimiz yeterince yakınken uff tarzı bir ses çıkardı ağzını açarak. Nefesini komple suratımda hissettim. Biraz uzaklaştım. Minho kıkırdıyordu.
"Ne gülüyorsun be?"
"Bir nefese utandın."
"Bu kadar açık olma."
Aramızdaki diyalog sanki çok normal bir şekilde burdaymışız gibiydi. Felix konuştu bu sırada:
"Minho karnın iyi mi?"
Ben ve Minho kahkaha atmaya başladık. Jisung ise konuştu:
"Felix ben bile senin kadar şapşal değilim. Ya Minho az önce beni yedi bitirdi ,ve bu gayet iyiydi, sen hâlâ karnını soruyorsun. Sence kötü olmasının imkanı var mı?"

Love Isn't Real | Hyunlix MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin