Merhabalar herkese,
Tarih 22.11.2023
Gördüğüm bir povla yazma kararı aldım ve başlıyoruz.
İlk yazdığımda başlangıcı vermemiştim fakat yazmak daha iyi olurdu, buraya başladığınız tarihleri alabilirim. Arada yazım hatalarım varsa uyarmanız beni çok mutlu edecek. Bu benim yayınladığım ilk eser, acemiliklerim olabilir.Bir de uyarıları bırakayım,
Bazı yerlerde argo, küfür kelimeleri olacak.
Bir de üyeleri cinselleştiriyorsunuz diyecekseniz burası yeri değil. Buraya bunu bilerek geldiniz.
Hyunlix ship mi ya?
Diyenler için de şöyle diyeyim:
Ben multishipperim ama yazarken hyunlix yazmak istedim, tercih meselesi.
Eğer hyunlix yerine başka shipleriniz varsa saygım sonsuz, herkesin kişisel tercihi.
Ama bu bir hyunlix fici, okuyun diye zorunluluk da yok. Lütfen saygı duyun.Bu fic'de yaşanan olaylar gerçek değildir dememe gerek yok diye düşünüyorum. Yine de belirteyim: Olayların hepsi kurgudur.
Teşekkür ediyor, iyi okumalar diliyorumm.
🐥🐥🐥
Wakey wakey come on is time to wake up!!!
diye çalan alarmla uyandım.Arkadaşım Felix'e her sabah uyanmakta zorlandığımı söyleyince benim için böyle bir alarm hazırlamıştı benim için.Beynim tarafından beş dakika daha alarmları verilse de uyanmam lazımdı. Okula geç kalamazdım.Sonuçta bu yıl son yılımdı ve üniversite sınavlarına 2 ay kalmıştı. Hızlıca kalkıp banyoya gittim. İlk duş almak istemesem de sonrasında hızlıca duşa girdim.Felix gibi kokan şampuanım günümü iyi hissettiriyordu. Felix çok tatlı bir çocuk, küçüğüm benim diye düşüncelere dalmıştım ki abim olacak şahıs banyonun kapısını kırmaya başladı.
-Hadi Hyunjin hadi! Ağaç oldum burada.
Içerden bağırmaya başladım.
-2 dakika daha bekle,çıkıyorum Chris.
Saçlarımı kurutup çıkarken abim beni kapıda tuttu.
-Bana ismimle seslenmemelisin ufaklık. Abinim ben.
-Özür dilerim Chris.Abicim üfleyerek banyoya girdi ve bu da savaşımızı benim kazandığımı gösterirdi. Dolabımın önüne geçtiğimde duvardaki saat çarptı gözüme. 30 dakika kalmıştı okulun başlamasına ve hemen çıkmam gerekiyordu. Hızlıca giyindim ve aynadaki yansımama övgüler yağdırmaya başladım. Fazla yakışıklıyım.
Anahtarımı alıp evden çıktım. Motoruma atlayıp hızla gaza bastım. Hızı seviyorum. Okulda ki kızlar ve bazı erkekler bundan çok hoşlanıyordu ve nasıl sevgilim olmadığını anlamaya çalışıyorlardı ama sorun şu ki ben aşka inanmıyorum. Aşk benim için sadece kitaplarda gerçek olan bir şeydir. Düşüncelere daldığım sırada arkadaki araba kornaya basmaya başladı. Kafamı toparlayıp yoluma tekrardan odaklandım. Zilin çalmasına 10 dakika kala okuldaydım. Hızlıca motorumu bırakıp sınıfa çıkmaya başladım.
Okulu pek sevmezdim fakat tıp okumak en büyük hayalimdi. Babam bunu çok isterdi. Şu an aramızda olmasa da onun bu hayalini gerçekleştirmek istiyordum. Gözlerimin dolduğunu farkedince hızlıca gözlerimi silip sınıfa girdim. Beni görünce gülümsemeye başlayan Felix,Minho ve Jisung üçlüsünü görünce ben de gülümsedim ve günaydın dedim. Hepsi günaydın diye karşılık verdikten sonra Minho ve Jisung kendi aralarında çok hırslı bir şekilde bir şey tartışmaya başladı. Galiba ben gelmeden önce de aynı konuyu tartışıyorlardı. Gözüm Felix'e kaydığı zaman onun hâlâ bana bakarak gülümsediğini farkettim. Yeniden gülümseyerek yanına oturdum. Cam tarafı en arka dörtlüde oturuyorduk. Minho ve Jisung bizim arkamızdaydı.
Felix ona baktığımı farkedince daldığı düşüncelerden dalıp bana bir şey diyecekmiş gibi ağzını açtı,sonra ağzını kapatınca şaşırdım ve "Efendim?" dedim. Felix gülümseyerek fizik ödevini yaptın mı Hyunjin, dedi."Yapmaz olur muyum hiç?" dedikten sonra yeniden gülümsedi. Ev gibi hissettiren bir gülüşü vardı. Bir anda arkamızdan Jisung bağırdı. Bir şey anlamamıştım ama Felix "Ne bağırıyorsun!" diye kalın sesiyle cevap verdi. Jisung üzgünüm tarzı bir şey diyerek Minho'ya sığındığında Felix'le önümüze döndük yeniden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Isn't Real | Hyunlix Minsung
Fanfiction"İyiyim şuan ama sen değilsin. Bunu inkar etmeye çalışma, gözlerinde görüyorum iyi olmayışını." "Yorma dudaklarını, gözlerin her şeyi yeterince haykırıyor zaten." düz yazı, texting shipler: Hyunlix, Minsung, Chanmin, Jeongbin