Daha değil Felix. Ben söyleyene kadar boşalmayacaksın.

611 42 51
                                    

Selam
Elimizden gelen kadar uzun yazmaya çalıştık
İyi okumalar🩷

Ertesi gün heyecanla okula gittim. İki günüm de harika geçiyordu. Teneffüslerin hepsinde hızla okulun her yerini gezmiştim. Fakat Hyunjin'i görme fırsatı elde edememiştim.

Sonraki üç günde de görememiştim. Dört gündür okulda yoktu. Benim gidip arkadaşlarına onu sormaya da götüm yoktu. Günlerimin harika geçtiğini söylemiştim değil mi? Hay benim ağzıma...

Vakit geçmek bilmiyordu neredeyse.
"Hyunjin ortalıktarda gözükmüyor değil mi?" Yanımdaki Jisung kendi kendine konuştu.

"Hmm gözükmüyor."

Telefonuma bildirim gelmişti. Chan ya da annem olacaktı büyük ihtimal. Of puf yapa yapa telefona baktım. Hyunjin'di. Açıp mesaja baktığımda konum olduğunu gördüm.

Hwang Hyunjin

*Konum*

Başka hiç bir şey yazmamıştı. Eve hızla gitmeliydim. Ama bilin bakın yanımda kim vardı. Hyunjin'in evine seks yapmaya gidiyorum diyemezdim tabii ki.

Jisung'u atlatsam bile hâlâ birinci dersteydim. Okuldan nasıl çıka bilirdim ki. Aklıma bir şey gelmişti. Oyunculuğum..
Kendimi kötü hissediyormuş gibi rol yaptım. Hoca farkettiğinde bana eve gitmem gerektiğini ve dinlenmem gerektiğini söyledi. Ve çantamı alıp sınıftan çıkmıştım. Kendimi ödüllendireceğim oyunculuğum için.

Eve gidip hızlı bir duş almıştım. Kıyafetlerimi özenle seçmiştim. Saçlarımı da kurutup şekillendirmiştim. En iyi kokan parfümümü resmen üstüme boşlatmıştım. Azıcık da makyaj yapmıştım.

Hazırlandıktan sonra evden çıktım. Konumu açtığımda bana uzak olduğunu anlayıp taksi çağırdım. Taksi geldiğinde konumu söyleyip kulaklığımı taktım. Şarkı açarak düşünmeye başladım.

Aklımda binlerce soru vardı.
Neden dört gün okula gelmemişti?
Bir şey mi olmuştu?
İyi miydi?
Kötü müydü?

Vardığımızı anladığımda şoföre parayı verip arabadan indim. Karşımda iki katlı bi ev vardı. Bahçesi güzel ve büyüktü. Çoğu yerde çiçekler vardı.
Kapıya kadar geldim fakat düşünün kimde kapıyı çalacak göt yok?
Tabii ki bende. Kapının önünde on dakika kendimi toparlamaya çalışıp en sonunda gelen cesaretle kapıyı çalmıştım. Çalmamla içeriden sesler gelmeye başlamıştı. Ellerim heyecandan titremeye başlamışdı. Sadece ellerim değil tüm vücudum titriyordu.

Kapı açılınca karşımda siyah sıfır kollu t-shirt'ü ve siyah şort'u ile dikilmişti. Tanrım böyle bir şey beklemiyordum. Hep evde böyle mi geziyordu? Geniş omuzları dikkatimi çekmişti.

O da sanırım beni süzüyordu. Bu yüzden konuşmuyordu.

Aniden beni kendine çekip dudaklarıma yapıştı. Ona soracak onca sorum varken işimiz bittiğinde sorarım diye düşünerek erteledim.

Dudakları dudaklarımı yerken beni içeriye çekıp kapıyı kapattı. Beni kapıyla arasına alarak öpüşmemizi daha da derinleştirdi. Bir eli belimi okşarken diğer eli kalça yanağımı okşuyordu. Hafiften kalçamı sıktığında ağzına inlemiştim. Bundan zevk almış olmalı ki daha çok sıkmaya başladı.

Ben her dokunuşunda kendimden geçerken boynuma yöneldi. Boynumun her tarafını öpücükler ile süsledikten sonra boynuma izlerini bırakmaya başladı. Aniden boynumu ısırınca inlemiştim.

"Ahh"

Aklıma nedensızce sorularımı sorma isteyi gelmişti. Ben de o boynumla uğraşırken sormaya başladım.

Friend But Not Simple Friend // HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin