Friend But Not Simple Friend // Hyunlix

Sadece benim mi?

Jisung

Felix ile oturmuş konuşuyorduk.

"Hyung?"

"Efendim Felix."

"Dün seçmeler vardı biliyor musun?"

"Evet. Biliyorum."

"Dün çok garip şeyler oldu Hyung."

"Ne oldu ki?" Zaten meraklı biriydim.

"İlk öncelikle şu adını hala bilmediğim çocuk seni sordu." Gözlerimi devirdim. Bebek miydi bu?

"Ne dedin?"

"Ben de Jisung'un burada olmadığını söyledim."

"Güzel. Başka ne oldu?"

"Kantinde oturduğum sırada yanıma tanımadığım tatlı bir çocuk geldi."

"Hmm öyle mi?"

"Evet. Neyse işte kim olduğunu sordum. Bana annemin yakın arkadaşı olan Jisu'nun oğluyum dedi. İşte küçükken birlikte oynarmışız falan."

"Ee?"

"Basketball seçmelerine katılmıştı o da. Dün oyunda çok iyi oynadı fakat Hyunjin onu almadı takıma."

"İsmi ne?"

"Hyun-suk." diyerek cevapladı.

"Sen bilmiyor musun? O ikisi yıllardır rakip. En çok da basketball da. Hyunjin kadar iyi oynayamasa da çok iyi oynar. İkisi de kaptanlık üzerinde yarışıyordu. En sonunda da Hyunjin oldu işte."

Ağızı açık beni izliyordu.

"Sen bunları nereden biliyorsun?"

"Bileceğim tabii."

"Gıcık."

"Sensin o."

Tam "sensin" diyecekti ki içeri bir kız girdi.

"Jisung. Minho seni çağırıyor. Acil gelmen gerek."

"O kim?"

"Gel görürsün."

"Heyy nereye geleceğim?"

"On ikileree" diyerek bağırdı arkasından.

Ben de göz devirip Felix'e baktım.

"Beni bekle hemen geleceğim."

"Rahatına bak."

Bir şey demeden yanından ayrıldım ve söylediği yere gittim. Kapı açık değildi. Yavaşça kapının kolunu eğdim ve açtım. Açmamla Hyunjin, adını bilmediğim çocuk ve tanımadığım birkaç çocuk daha vardı. Hani kölesi olduğum. Fakat artık biliyordum! Minho.

"Demek geldin Jisung." Arkadaşlarından ayrılarak bana döndü.

"Evet geldim. Yine ne isteyeceksin?"

"Hepimize birer adet sandwich ve kahve." Deyip elini cebine attı ve bir miktar çıkardı. Hey ben onların hepsine bir şey alacak değildim.

"Hey ben sadece sana kölelik yapıyorum." Dediğim şeyin ancak üç saniye sonra farkına varmıştım.

"Beyler iki dakika dışarı çıkar mısınız?"

"Tamam." Herkes aynı anda söyledi ve dışarı çıktı.

Shit. Sıçmıştım.

Kapının kapanmasından emin oldu ve ağır adımlarla benim yanıma geldi.

"Demek sadece benim kölemsin."