Afet.

303 33 16
                                    

Jisung

Gördüğüm kabus ile gözlerimi dehşetle açmıştım. Her yer karanlığa gömülmüş, ben ise Minho'nun göğüsüne gömülmüştüm.

"Jisung, bir şey mi oldu?" uykusu çok da hafif olmaması gerekiyor ki uyanmıştı. Biraz fazla bağırmıştım sanırım.

"B-ben," ağlamaya başladım. Rüyamda annemin ve babamın kanlar içinde olduğunu görmüştüm.

Kabus gördüğümü tahmin edecek ki "Peki, konuşmana gerek yok. Her ne gördün bilmiyorum ama bu bir kabus sonuçta. Gerçek değil, içini ferah tut." Dedi. Güven verircesine bana sarıldı ve kokumu içine çekti. Göz yaşlarım üstündeki t-shirt'ü ıslatıyordu. Normalde biri olsa geri çekilirdi. Ama Minho bırak geri çekilmeyi aksine daha sıkı sardı beni kollarıyla.

Sakinleşmeye çalışıyordum.

"Hadi otur güzelim. Sakin ol."

Kendi oturduğunda beni de üzerine almıştı. Yan bir şekilde kucağında oturuyordum.

"M-minho bu doğru-"

Sözümü keserek dudaklarıma öpücük kondurup geri çekildi.

"M-minho-" tekrar aynı haraketi yaptığında benim konuşmamı istemediğini anladım.

Ağzımı alışkanlık olduğu için açıp bir şey söyleyemedim. Hemen tekrar geri kapatmıştım zaten.

"Ne o? Hoşuna mı gitti?" sırıtarak konuştu.

Hiçbir şey yapmadım. Çünkü daha ne cevap vereceğimden emin bile değildim. Evet diyemezdim, benim ondan hoşlandığımı sanardı. Hayır da diyemezdim çünkü hoşuma gitmemiş değildi.

"Uyu hadi." Dudaklarımı güven verircesine öptü. Tekrar tekrar. Kaç kere öptü bilmiyorum ama ben bir şey yapamıyordum. Felç olmuş gibiydim. Ne karşılık veriyor, ne de onu itebiliyordum.

Tekrar dudaklarıma şehvetle kapandı. Benim de gözlerim aynı şekilde şehvetle kapandı. Elleri belimi okşuyor, arada sıkıyor ve benim inlememe neden oluyordu. Damarlı kollarını belimden, kalp şeklinde dudaklarını dudaklarımdan ayıramıyordum. Artık nefessiz kaldığımı anlayınca dudaklarımdan ayrıldı.

Ben derin derin nefesler alırken o gece saat üç ya da dört olmasına rağmen fazla enerjikti. Dudaklarıma küçük küçük öpücüklerini konduruyordu. Bu öpücükler çeneme kadar taşıyordu.

"M-minho,"

Sertçe kulak mememi ısırmasıyla inledim.

"Güzelim, biraz daha bir sikim yapmayıp inlemeye devam edersen bu işin sonu hiç de iyi olmayacak. Kendimi çok zor tutuyorum şu an çünkü."

O zaman anlamıştım altımdakı aletinin sertliğini. Hızla kucağından kendimi yana attım ve gözlerimi kapayarak uyumaya çalıştım. Ne kadar zor olsa da.

...

Jisung

Gözlerimi açınca beni ölümüne sarmış güçlü ve geniş omuzlarla karşılaştım. Dün gece Minho'nun evine gelmiştim. Gece beni defalarca öpmüştü. Şu an da ona sarılı bir şekilde bir sabaha başlıyordum. Bunların hepsi yanlıştı. Benim buradan gitmem gerekiyordu. Minho'nun kollarında onun yüzüne değil de ters tarafına dönerken göğüsü sırtıma yaslandı. Sessiz bir şekilde kollarından sıyrılıyordum ki beni belimden sert bir şekilde kendine çekerek bedenlerimizin adeta bütünleşmesini sağladı.

Sıcak nefesini boynuma doğru üfledi ve yeniden bir öpücük kondurdu. Flört müydük? Sevgili miydik? İnanın bilmiyorum ama bu şey her neyse benim çok hoşuma gidiyordu.

Friend But Not Simple Friend // HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin