2.1

16.4K 1K 304
                                    

Keyifli okumalarr...

***
Poyraz Efe. (❤️)

İdman yapmak için sabah erkenden geldiğimiz tesislerde son anda idmanlar da iptal edilmişti. Lisansımı alıp hayallerimi gerçekleştireceğim günün gelmesini heyecanla bekliyordum sadece.

Küçük spor çantamı omzuma asıp telefonumu uçak modundan çıkardım. Parmaklarım direkt WhatsApp uygulamasına girip onun ismine yöneldi. Ondan mesaj geldiğini görünce eşek gibi sırıtmamak için alt dudağımı dişlerim arasına kıstırdım.

Bal; Aaa bak ben yeni bir şey öğrendim

Bal; Çocukken oturduğumuz o evlerde hiç kimse yaşamıyormuş

Bal; Annemle konuşurken o söyledi

Bal; Haberin var mıydı?

Vardı, çünkü o iki evi de babamdan satın almasını ben istemiştim. Eğer onunla bir gelecek kurabilirsek, o evlerden birinde yaşamak istemiştim.

Poyraz; Vardı

Poyraz; Üzüldün mü yoksa sevindin mi boş olmalarına?

Bal; Ya üzülmedim hatta sevindim

Bal; Ama buruk hissettim

Bal; Sahipleri kim acaba o evlerin?

Poyraz; Bilmem de

Poyraz; Kahvaltı yaptın mı?

Bal; Hayır okulda yerim diye düşündüm

Bal; Üşüdüm şimdi de yaa

Poyraz; Kıpkırmızı olmuştur şimdi yüzün

Bal; Olmuş valla

Poyraz; Sevdiğin poğaça ve simitten alıp geleceğim beraber yeriz olur mu?

Bal yazıyor...

Poyraz; İrem

Poyraz; Acıktım ve yoruldum

Poyraz; Bu seferlik itiraz etmesen güzelim olmaz mı?

Bal; Tamam hadi çabuk gell

Gülerek telefonu cebime koyup Can'ın yanına geçtim. Motorun diğer kaskını bana uzattığında saçlarımı bir kez karıştırıp taktım. Çantayı da ikimizin arasına koydum.

Can motoru sürerken her zamanki gibi dünyadan soyutlanmış bir şekilde hız yapıyordu. Öyle bir motor tutkunuydu ki, bazen hayatının motorlardan ibaret olduğunu düşünürdüm.

Kendisinden çok sevdiği, ailesi yerine koyduğu Nilay'ı tanımamış olsaydım, düşünürdüm elbette.

Nilay ve Can altı yıldır beraberlerdi. Ortaokul zamanlarında çocukça deyip geçtiğim şeyin buralara kadar gelmesi beni epey şaşırtmıştı ama birbirlerini seviyorlardı. Bunu görüyordum.

Can tek ailesi olarak görüyordu çünkü Nilay'ı.

Omzuna vurup yandan kulağına eğildim. Motoru yavaşlattığında, "Pastaneye geç," diye bağırdım. Dediğimi yapıp kısa bir süre sonra her daim geldiğimiz pastanenin önünde durdu. Motordan inip pasteneye geçerken Can'ın telefonunu çıkarmış onunla ilgilendiğini gördüm.

Tezgahın arkasında ki orta yaşlarda ki kadına, "Dört zeytinli poğaça, üç simit," deyip bekledim. Kadın siparişimi paketlerken etrafta göz gezdirmeye başladım.

Tezgaha çevirdiğim bakışlarım aynı hızla sol yöne döndü ve o esnada tüm her şey durdu sandım. Zaman durmuş gibiydi. Hislerim, aklım, kalbim durmuştu.

Sinek Valesi | Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin