2.6

9.2K 643 26
                                    

Medya; İrem🤍

Keyifli okumalarrr💗

***
Yazar anlatımı.

Zeynep uyuşuk adımlarının onu nereye götüreceğini bilmeden, kulaklığından sızan müzik eşliğinde, kaldırım kenarından yürüyordu.

Ellerini ceplerine sokmuş düşüncelerle boğuşurken aniden gelen öğürme hissi onu hızlıca bir çöp kutusunun yanına ilerletti. İki yandan tutunup gelen o öğürme hissini tutmamak adına çöpe kustu.

Gözlerinde ki yaşları elinin tersiyle silip, titreyen elleriyle çantasının kenarından su şişesini aldı. Önce elini yıkayıp ardından ağzını çalkaladı. Ilık esen rüzgar yüzüne vurdukça rahatlamış hissediyordu. Ayakta durmak istemediğinden boş gördüğü bir banka oturup gözlerini yumdu.

Göğsüne çöken ağırlık babasının attığı tokatla öyle bir katlanmıştı ki, her şeye alışmıştı ama vurmasına alışacak değildi. Eve gitmek istemiyordu. Daha fenası eve gitmese bile bunu fark edecek kimsenin olmamasıydı.

Başını kaldırıp derin nefesler aldığı sırada bankta yanına oturan beden yüzünden irkilerek geri çekildi. Anlık yaşadığı korku nedeniyle gözleri irice açılmıştı.

Gökhan Zeynep'in tepkilerine anlam veremediği için sessizce gelmesine lanet etse de olmuştu bir kere, zamanı geriye saramazdı.

"Sen miydin?" Zeynep'in cılız çıkan sesi içinde ki merak duygusunu epey bir arttırmıştı Gökhan'ın. Birincisi sesi neden bu denli kötüydü, ikincisi ise evde olması gerekirken tek başına neden dışarıdaydı?

Sorularının cevabı sadece Zeynep'te vardı.

Gökhan arkasına yaslanıp ellerini ceplerinden çıkarmadan, "Korkuttum mu?" diye sordu ilgisizce ama aksine düşünceleri hiç de ilgisiz değildi.

"Biraz." Zeynep rahatlamıştı. Gökhan'ın varlığı ona güven veriyordu. Bunu hastane bahçesinde de hissetmişti. Nedeni neydi bilmese de, Gökhan yanındayken ona zarar gelmezmiş gibiydi sanki.

Gökhan yandan bir şekilde kızın üzerine baktığında giydiği ince kıyafete sinirlenmişti. Havanın ne denli soğuk olduğunun farkında değil miydi bu kız, diye düşündü. Beklemeden üstünde ki ceketi çıkarıp Zeynep'in omuzlarına bıraktığında itiraz edeceğini bildiğinden, "Sakın ceketi çıkarmayı düşünme," diye uyardı.

"Ama sen üşüyeceksin. Hasta olursun sonra." O bizi düşündü, diyen iç sesinin neşesine ayak uydurmadı. Sert ifadesini bozmadan önüne döndü tekrardan.

Derin dondurucudan betersin oğlum sen.

Bir süre sadece sustular. Zeynep kafasında ki seslerle savaştı. Gökhan ise Zeynep'in kalp atış seslerini dinledi. Çok hızlı atma nedenini anlamamıştı. Onun kalbinden daha hızlı atıyordu.

"Beni hiç merak etmemişler," dediğinde Zeynep, Gökhan hiç konuşmayacağını sanmıştı.

"Kim?"

"Ailem. Baksana hiçbiri aramadı. Sandığım kadar değerim yokmuş hiç." Bir iç çekme sesinin ardından gelen hıçkırık sesi Gökhan'ın kopuş noktası oldu. Öne doğru eğilip Zeynep'in çenesinden tutarak yüzüne bakmaya çalıştı. Ağlamaktan şişmiş gözlerini gördüğü anda dehşet içinde baktı sadece suratına.

Onu bu hale getiren ailesi miydi?

Zeynep dizlerini kendisine çekip alnını dizlerine bastırdı. Utanmadan, içinden geldiği gibi ağladı. O ağlarken Gökhan ileride ne sattığını bilmediği bir amcanın yanına gidip su almıştı. Cebinden de peçete çıkarıp Zeynep'in yanına bıraktı. Zeynep kafasını kaldırınca da yüzünün haline dayanamayıp paketten çıkardığı peçeteyle yüzünü kendisi sildi.

Utançtan yanakları yanmasına rağmen ses çıkarmadan bekledi Zeynep. Bir anda düşündüğü şeyden dolayı gülünce, "Neye gülüyorsun?" diye sordu Gökhan. Aniden keyiflenmişti. Zeynep'in kahkahası onu da neşelendirmişti.

"Burnumu sildin az önce sen. Hem de iğrenmeden." Hâlâ kahkaha atarak gülüyordu.

"Gayet normal değil mi kızım bu? Baktım senin yapacağın yok, pasaklı halini temizlemek bana düştü." Dudağının kenarı kıvrılmıştı en sonunda Gökhan'ın.

Zeynep'in gülmesi durmuştu durmasına ama hâlâ banktan kalkmaması Gökhan'ın epey sıkmıştı canını. Eve gitmeyecekti bu belliydi. Bahaneler uydurup duracaktı kesin gideceğine dair de.

Gökhan banktan kalktığında, "Hadi," dedi Zeynep'e. "Kalk artık geç oldu."

Zeynep'in o an bahaneler bulacağından çok emindi ama Zeynep bahaneler üretmek yerine açıkça, "Eve gitmeyeceğim," dedi. Kabul, bu onu şaşırtmıştı.

"Ne yapacaksın peki?"

"Bilmem. Bakarım başımın çaresine." Omuz silkeleyip omuzlarında ki ceketi alarak tekrar sahibine uzattı. "Teşekkür ederim," dediğinde içten bir gülümseme sunmuştu Gökhan'a.

Gökhan kararsız kalmış olsa da, "Zeynep," dedi çekingen bir tavırla.

"Hm?"

"Bana gelmek ister misin? Senin için hazırlayacağım ballı sütüm bile var."

Zeynep'in duydukları ile genzi sızladı. Gökhan ondan gelecek cevabı beklerken her türlüsüne hazırladı kendisini. Ama Zeynep kötü ihtimalleri yok etti yeniden.

"Sütü sade içenlerdenim."

***
İrem.

Karşımda oturmuş bana bakan Zeynep'e ne kadar sinirli olsam da, iyi olduğunu görmek içimi rahatlatmıştı. Gökhan'ın attığı konuma, yani evine gelene kadar birçok şey düşünmüştüm. Ama şükürler olsun ki iyiydi Zeynep.

"Neden bana gelmek yerine sokakta kalmayı düşündün?" Sinirlenmemek elde değildi. Benim olduğumu unutmuş muydu bu kız?

Mahcup bakışlarını yüzüme çevirmiş, kedi yavrusu gibi bana bakıyordu. Bu şekilde baktığında yumuşamamak elde değildi ki. Omuzlarım bakışlarıyla çöktü. Koltuktan yanına oturup kollarımı boynuna doladığımda beklediği buymuş gibi anında belime sarıldı.

"Seni merak ettim aptal." Homurdanmama gülümsedi. Saçlarının üzerinden öptüğümde ihtiyacım olan şeye yıllar sonra kavuşmuş olmanın verdiği huzurla gülümsedim.

Bir arkadaşa sahip olmayı her zaman dilemiş olsam da doğru zamanı beklediğini bilmiyordum. Şimdi yanımda arkadaşım kalıbına sokacağım bir kız vardı. Sevdiğim ve beni sevdiğini bildiğim sevgilim vardı. Ve diğerleri...

Kendimi şanslı hissediyordum. Ne eksik ne fazla bir şekilde. Mutluydum ve yıllar sonra bu mutluluğa sahip olmanın verdiği güven ve huzur duygusuyla daha sıkı sarıldım Zeynep'e.

Hayat bazen en zor zamanlarımızda elimizden tutarak düşmememize yardımcı olan bir yardım eli olabiliyordu.

***
Duygusal oldum... Zeynep, güzel güçlü kızım benim💝

Sinek Valesi | Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin