Kuşlar bugün bissürüüü yorum yapacağınızı söyledilerrr
***
Zeynep.Elimde Elimde ki morlukları gizlemek için ceketimi iyice çekiştirip evin anahtarını çantamın ön kısmına koydum. Otobüsü kaçırmış olduğumdan yürüyerek gidecektim okula.
Ayaklarımın dibinde ki taşı sürüyerek okulun yakınlarına geldiğimde genelde serserilerin takıldığı parktan gelen sesler dikkatimi çekti. Bakışlarımı oraya çevirdiğimde bir grup gencin hararetli bir şekilde konuştuğuna şahit oldum.
Koskoca parkta sadece onlar vardı ve onları izleyen tek aptal bendim.
Çocuklardan siyah ceket, siyah şapka takan kişi cebinden bir bıçak çıkardığında dudaklarım aralandı. Karşısında ki kişiyi mi bıçaklayacaktı yoksa?
Oldukça salak ve aptal biri olduğumdan onlara müdahale etmemek için kendimle savaşa girdim resmen. Ama engel olamıyordum bu huyuma.
Travmalarımın her anımda ortaya çıkmasından nefret ediyordum.
Onları kalbim ağzımda izlerken düşündüğüm şeyi yapmak için karşısında ki kişiye doğru bıçağını salladı. Ya polisi aramalı ya da ben müdahale etmeliydim.
Koca bir saçmalık.
Evet, saçmalıktı.
Onların tartışmaları iyice arttığından öne doğru bir adım attım onların yanına gitmek için ama tam o anda aniden biri elini ağzımın üstüne örtüp, kolumdan tuttuğu gibi hızlıca sürükledi beni oradan.
Korkuyla beni oradan kimin uzaklaştırdığına bakmak için kafamı geriye çevirip baktım o kişiye. Çatık kaşları, sinirli ifadesi ve sert adımlarıyla beni uzaklaştıran kişi geçen gün okulda bana çarpan çocuktu.
Öğrendiğime göre okulun futbol takımının yeni kalecisiydi.
Parktan iyice uzaklaştığımızda beni bıraktı ama bedenimi duvara yaslayıp üzerime eğildi. Sinirle ifadesini bozmadan, "Kafayı mı yedin sen?" diye bağırdı resmen.
"Sana ne," diye diklendim ona. Tamam salağın teki olabilirdim ama öyle bana bağıran birine de sessiz kalamazdım. Kendi hayatımda yeterince yan rol olmuştum.
Bir adım geri gidip, "Sana engel olmasaydım gidip onları durdurmaya çalışmak gibi bir salaklık yapacaktın değil mi?" diye sordu düz bir şekilde bakarken yüzüme.
Sessiz kaldım.
Ellerini belinin kenarlarına koyup, alayla güldü. Onun gülüşü sinirimi bozduğundan göğsünden ittirip, "Çok mu komik?" diye sordum öfkeyle.
"Evet." Verdiği cevap somurtmama neden oldu.
Tekrardan üzerime gelip ciddi bir şekilde konuştu bu sefer. "Bak sana yanlış bir şey söylemek asla istemiyorum ama bir grup serserinin arasına girmeyi düşünmek cesaret veya iyi niyet değildir. Aptallıktır. Zarar gördüğün takdirde ne olacak peki. Sen dünyayı mı kurtarmış olacaksın?"
Haklıydı. Tüm sözlerinde başından sonuna kadar haklıydı.
"Haklısın." Sesim kısık ve mırıltı şeklinde çıkmıştı. Saçlarımı yüzümün gerisine atıp kaleci çocuğun yüzüne baktım. Onun dikkatli bakışlarının altında olmayı beklemediğim için gerilsem de belli etmeden, "Ben Zeynep," dedim. Adımı bilmediğinden emindim.
Gözlerime bir süre bakıp, "Gökhan ben de," dedi. Adını öğrendiğim için sevinmedim dersem yalan olurdu.
Saate baktığımda okul vaktinin geldiğini görüp Gökhan'ın bizi geçirdiği aradan çıkarken onun gelmediğini görüp kaşlarımı çatarak, "Sen gelmiyor musun?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sinek Valesi | Texting ✓
Chick-Lit053*; Denemede birinci olmuşsun 053*; Bu kadar çalışmayla hukuk gelir mi hocam? İrem; Köpek gibi çalışıyorum herhalde gelir İrem; Tabii ileride kraliçe gibi yaşamak için 053*; Bende köpek gibi çalışıyorum 053*; Seni kraliçe gibi yaşatmak için 14.12...