19- ÇOĞUL

133 19 6
                                    



Yazardan.

İnci Ahsen'i, Tolga Barış'ı arıyordu. Nedeni; İnci'nin, Ahsen'i görmeden gitmek istememesiydi. Dün gece ikisinin beraber kaldıklarını bildiklerinden Tolga da Barış'ı arıyordu ama uykucu iki flörtün kalkma gibi bir niyetleri yoktu.

Sinirden köpürüyordu Tolga ama belli etmiyordu İnci'ye. Ahsen aşkı bitmiyordu sevgilisinin, kıskanır olmuştu. Şu an da da uçağı kaçıracaklarından oldukça gergindi. Sorun çıksın istemiyordu.

"Ne var ne? Her bir hücrene kadar sövdürecek ne var?" Diyerek açtı telefonu Barış. Çok sinirliydi. Küfür de edemiyordu ya, siniri daha bir geriliyordu.

"İnci'yle tatile gideceğiz." Dedi Tolga soluklanarak. Bavullar yüzünden git gel yapmıştı. İnci, bir haftalık tatil için üç bavul götürüyordu. Birinde kıyafetler, ikincisinde çantalar, üçüncüsünde ayakkabılar vardı genel olarak.

"Bana ne?" Dedi Barış kısık ama sinirli bir sesle. Yanındaki sevdiceği uyuduğundan sessiz olmaya çalışıyordu.

Kısa bir an sonra Tolga'nın dediği şeyi idrak etti Barış. İnci'yle tatile gidiyoruz derken? "Bana sordun mu lan?" Diye yükseli yine sinirle.

"Ailesinin haberi var. Onu geç, İnci Ahsen'i görmeden gitmem diyor. Çabuk gelin." Dedi Tolga. Ardından, el mecbur ekledi. "Gelir misiniz yani Komutanım?"

"Gelemem." Dedi Barış. Netti. Bu sırada yatak odasından çıkmış ve salona yönelmişti. Ahsen'i uyansın istemiyordu.

"Komutanım gitmem diyor yoksa, yalvarırım gelin. Önemli." Dedi Tolga resmen yalvararak. Barış tabiki gidecekti çünkü Ahsen de gitmeden önce İnci'yi görmek isterdi, biliyordu ama Tolga da az sürünsün istiyordu. Maksat ibnelikti.

Barış salondaki koltuklara odakladığında bakışlarını, yerinde hafifçe sallanmaya başladı. Aynı zamanda yüzünde sersem bir sırıtış eklendiğinde, "Uyandırmaya kıyamamki..." dedi tatlı tatlı.

Tolga, Barış'ın nahif ve şirin(?) çıkan ses tonuna şaşıp kalmıştı ve tatili falan unutmuştu birden.

Barış da yaptığı şeyin farkına varıp doğruldu direkt, ciddileşti. Birazda saydırdı. "Siz gelin amına koyayım, biz niye geliyoruz?" Diye sordu çok geçmeden.

"Ters kalıyor Komutanım, geç kalırız." Dedi Tolga yalvarma moduna geçerek. Barış, "Geliyoruz, alacağım bunun hesabını senden." diyerek telefonu Tolga'nın yüzüne kapadı.

Tolga oh çekerek İnci'nin yanına gidip geleceklerini söyledi. O sırada ise Barış, Ahsen'i izliyordu. Henüz uyandırmak için bir adım atmamıştı. Daha erken kalksalardıda kapıya gelselerdi diye düşündü Barış. İçinden Tolga'ya söve söve Ahsen'i dürtttü.

"Flörtüm," dedi Barış. Güldü sonra kendi kendine. Otuz yaşında adamı ne hale getirmişti, Ahsen. Kendisi halinden gayet memnundu gerçi ama karizması çiziliyordu bir yandan da.

Ahsen yerinde kıpırdanırken fazla takmadı kolunu dürten parmakları. Dürtmeler ve seslenmeler çoğalınca yatağın diğer tarafına döndü ve aşağıdan sarkık bacağını yatağa çıkardı.

Ahsen, dediği gibi deli yatıyordu. Bunu çok net anlamış ve yaşamıştı Barış...

"Ahsen kalk, İnci bekliyor." Dediği anda, Barış, 'İnci' kelimesini duyan Ahsen doğruldu yatakta.

DARBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin