28.Bölüm,Final:Ölüm Sayısı

24 9 1
                                    

Bu bölüm diğer tüm bölümlerde olan çoğu şeyin birleşimidir. Diğer bölümleri okumadan bu bölümü okumayınız.






"Yedam..." Dedi ağlayarak Jihoon. Her şey iyice kötüye gitmişti ve bitmişti artık, aralarından birine veda etmişlerdi. O ölmemişti, öldürülmüştü. Mashiho'nun bağlanıp saklandığı o yerde olan tanıdık yüz oydu, işte o tanıdık yüz Mashiho daha söylemeden ortaya çıkmıştı.

Yoshi'nin uyanması ve orayı Jihoon'a söylemesi üzerine Jihoon, o gizli kapıyı açmış ve dikkatli bir şekilde bu korkunç kapıyı açmıştı. Şaka gibi ama gerçek olan cesedi görmüştü işte, Yedam'ın cesedi. Şok içinde bakan Jihoon ilk ne yapacağını bilemememiş, sonra da polisleri aramıştı. Bu, bardağı taşıran son damla olmalıydı, ve Jihoon ağlamaya başladı. Tüm bu kargaşa içerisinde Yedam'ın varlığı ile yokluğu bir olduğu için onu fark etmemişlerdi. Korkunç gerçek gün yüzüne çıkınca, onun en son odasına çekildiğini ve bir daha asla ortalarda görünmediğini herkes hatırladı. Tüyleri diken diken oldu. Kim bilebilirdi ki odasına uyumaya giden arkadaşının daha görülmeyip cesedinin bulunacağını? Kim bilebilirdi ki arkadaşının cesetlerin arasında bulunacağını?

Mashiho ve Junkyu arada sırada uyanıyorlardı fakat akıl sağlıkları pek yerinde değildi. Bazen biri çığlıklar ile uyanıyor, öteki kabuslarını anlatıp duruyordu. Bazen ise biri saatlerce uyumazken öteki günlerce uyuyordu. İkisinin arasında garip bir ters orantı vardı. Biri yemek yerse diğeri yemiyor, diğeri uyursa öteki uyumuyor, biri çok konuşursa diğeri hiç konuşmuyordu. Bu garip ters orantı bir haftadır sürüp gidiyordu.

O evi boşaltmak zorunda kalmışlardı ve terk ettikleri evlerine geri dönmek zorunda kalmışlardı. Bu durumdan en çok Yoshi ve Asahi etkilenmişti. Yıllardır yaşadıkları ve içinden çıkmadıkları bu ev, cesetlerin saklandığı garip bir yerdi. Ayrıca bu olayda Asahi hayatında üzüntüden olan ilk gözyaşlarını dökmüştü, Jaehyuk'un omuzunda ağlayan çocuğa herkes ne kadar üzülse de onu teselli edemediler.

Bir haftada tüm psikolojileri dibe çöken grup çıkmaza girmişti. Ne yapacaklarını bilmeden arada bir karakola, arada bir hastaneye gidiyorlardı. Artık morg falan görse midesi bulanacak, kusacak duruma gelmişlerdi. Polisler ile iletişime geçmekten çekiniyorlardı, birkaçı hâlâ şokta olduğu için ifade vermemişlerdi. Mashiho ve Junkyu'yu ise hiç düşünmemişlerdi çünkü "deli" olarak yorumlamışlardı, o yüzden de ifade istememişlerdi. Diğerleri bunu anlasa da Junkyu ve Mashiho'ya söylerken "Siz yorgunsunuz diye sizden ifade istemediler." dediler, yani bir nevi yalan söylediler.

Hyunsuk ise çok yorgundu, fazlasıyla yorgundu hem de. Yedam'ın ölüm haberini aldıktan sonra adeta kahrolmuştu. Bu olmamalıydı, hepsini korumalıydı ama olmamıştı. O an tüm suçu kendine yükledi, sinir krizi geçirdi zavallı çocuk. Biraz hastanede kalmasına ve psikolojik tedavi görmesine karar verildi. Jihoon şu an tüm kontrolü eline almıştı çünkü onun dışında ki herkes neredeyse ruhu ölü birer ceset gibiydi, ya da tımarhane kaçakları gibi.

Okul ise onların anlattığı şeyler ile araştırılmaya karar verilmiş ve bu sefer kimse dinlenmemişti. Oranın tüm öğrencilerini, öğretmenlerini ve yetkililerini sorguya çekmeye başlamışlardı. Sorgudan hemen sonra okulu aramaya başlayacaklar idi. Belki bu yakalanmalarına yardımcı olurdu, Jihoon'a göre.

O günden sonra Asahi'ye bir şey oldu. Grup onun da akıl sağlığını kaybettiğini zannederek korksa da o daha değişik bir şeyler yapıyordu. O olaydan sonra çığlıklar atmaya başlamıştı Asahi'nin kafasında. Kardeşi Hikaru'yu bir daha bulamamıştı ama onun çığlıkları kulaklarında idi. Belki koridorda, belki odadaydı. Karanlıkta bu çığlıklardan deli gibi korkan Asahi gözlerini dahi açamıyor, kardeşi olup olmadığına bakamıyordu. Yine de kardeşi olduğunu tahmin edebildiği için ona sesleniyor, akıl sağlıklarının dayanamadığını ve onu rahat bırakmasını diyordu. Yine de bu sözleri yeterli olmuyor, çığlıklar büyük bir tizlik ve hüzünle kulaklarını çınlatmaya devam ediyordu. Asahi hiç uyuyamıyor, uykusuz kalıyordu. Son zamanlarda ışıkları açarak uyumaya başlaması kimsenin gözünden kaçmamıştı.

Ormanın Ardındaki Siyah Ev SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin