Eve yaklaşırken derin bir nefes aldı. Buradaki kimsenin kendi isteğiyle bir şey anlatmayacağını biliyordu. Biraz tehdit ve şiddete başvurmak zorunda kalmak da istemiyordu ama bu okulu çözmeden ölemezdi. Belki de yaklaşmış sayılırdı gerçeğe.
Ormanın ardındaki siyah eve gelmişti. Burası müstakil bir evdi, normal sayılırdı. Onu korkunç yapan şey burada dönen gizem, efsaneler ve evin siyah renkli, tahta olmasıydı.
Bir an gitmekle gitmemek arasında kaldı. Ama bunu yapmalıydı. Bunu yapmazsa içi rahat etmezdi ve hiçbir şey yapamazdı. Belki buradakiler bir sürü şey biliyordu.Kapıyı çaldı. Birkaç dakika bekledi ama içeriden çıt ses çıkmadı. Evde değillerse neredeler, halk onları rahat bırakmaz, diye düşünerek kapıyı tekrar çaldı.
Bu sefer evden yürüme sesleri ve fısıltılar yükseldi. Jihoon derin bir nefes daha aldı. Her şeye hazırlıklı olmalıydı.
Hiç, "Kim o?" denmeden bir anda açılan kapı Jihoon'u biraz korkuttu.
Karşısında Asahi duruyordu. Her zamanki büyücü kıyafetleriyle."Ne var?" Diye sordu kısa boylu, siyah saçlı çocuk. Bu kadar sert olmasını yadırgadı, normaldi.
"Bir şeyler sormaya geldim."
"Ne hakkında?"
"Okul."
"Siktir git."Tam kapıyı kapatacak iken Jihoon tuttu, kısa çocuk garip garip ona bakmaya başladı.
"Gitmeni söyledim."
"Hayır."
"Doğru, siktirip gitmeni söyledim."
"Küfretme Asahi, gerçeklerden kaçma artık."
"Bir şey bilmiyorum. Bir şey değil hiçbir şey bilmiyorum."
"Ben inandım."
"Git o zaman."
"Dalga geçiyorum."
"Git dedim."
"Git demedin."
"Siktir git dedim."
"Lütfen, Jaehyuk'ta bu işin içinde."
"Olmasın.""Neden?"
"Sana ne?"
"Asahi, ona bir borcun var. Yaşam borcu."
"Onu böyle ödemem."
"Büyük bir şeye karşı büyük bir şey."
"Git dedim Jihoon."
"Gidemem."
"Git artık!" Diye bağırdığında çok sesinin çıkmadığını fark etti Jihoon. Aynı zamanda sol eli hafiften titremeye başlamıştı.
"Korkuyorsun."
"Sinirleniyorum."
"Neden anlatmıyorsun?" O an sustu Asahi, çok hazırcevaptı ama bir an durdu, beyni durmuş gibi durdu.
"Korkuyorsun."
"Korktuğum falan yok Jihoon git şuradan!"
"Yavaş, boğazını yırtacaksın. Sesinde çıkmıyor zaten."
"Git o zaman! Yok bir şey bende, hiçbir şey bilmiyorum ora hakkında!" Jihoon Asahi'yi kendine çekti. Amacı kaçmasını önlemekti.
"Neden kaçtın o zaman?" Cevap gelmedi.
"CEVAP VERSENE!!"
"Bağırma." Dedi kısa boylu büyücü çocuk. Korkmuştu. Jihoon kendisini öldürebilirdi de. Ama ona güvenmek istemiyordu. Daha önce de kimseye güvenmemişti zaten.
Korkudan titreyecekti neredeyse. Jihoon bunu fark etti ve avantaj olarak kullandı.
"Bağırırsam ne olur?" Diye sordu. Amacı korktuğunu söyletip egosuna ego katmak falan değildi, amacı; onu pes ettirip her şeyi ağzından almaktı.
"Korkuyorum..."
"Anlatacak mısın?"
"Bana bunları kimseye anlatmayacağına söz ver."
"Sadece ben ve arkadaşlarım bilecek."
"Kahrolası arkadaşlarına güvenmiyorum."
"Jaehyuk?"
"O senin arkadaşın ise... Ona da güvenmiyorum."
"Kafan iyi gibi."
"Bilemem."
"Benden bir şey saklarsan seni evimdeki bodruma kilitlerim. Yaparım. Haberin olsun küçük büyücü." Dedi Jihoon. Daha güzel davranmak isterdi ama o, sınırları zorlayacak kapasitedeydi.
"Evde senden başka kimse var mı?"
"Yok."
"Doğruyu söyle."
"Babaannem geçen öldü zaten, yok burada kimse."
"Başın sağolsun ama biri daha var."
"Vallahi tekim."
"Çarpılacaksın geri zekalı doğruyu söyle."
"Yok işte..."
"Karıştırır bulurum." Derin bir nefes aldı küçük büyücü. Onunla çok işi vardı. Susmuyordu, en kötüsü de inanmıyordu.
"Var." Deyiverdi en sonunda. Şu an Yoshi'nin ona beddua okuduğunu duyabiliyordu bile.
"İsmi?" Cevap gelmedi.
"İsmi?"
"İSMİ?"
"SANA DİYORUM!" Son sesle irkilen Asahi, korkak bakışlarını Jihoon'a yöneltmeden söyledi.
"Yoshinori."
"Yoshi burda değil mi?" Dedi alayımsı bir şekilde Jihoon. İçi buruktu, onu buraya getirten ve kaçtırtmayan şey neydi bilmiyordu. Biraz kızgındı ona, ama onu görse saniyeler içerisinde ağlayıp ona sarılacaktı.
"Gelmesin şimdilik. Neden burada, ondan başla."
"Keşke o anlatsaydı..."
"Yoshi mi?"
"Hayır. O..." Jihoon kaşlarını çattı.
"Kimden bahsediyorsun?"
"Kardeşimden." Tamam, dedikten sonra Asahi'nin sustuğunu görünce korkunç bir şey hatırladı.
"Seni kardeşin..." Dedi dehşetle.
"Evet. Öldü." Gözleri kocaman açıldı Jihoon'un."O zaman nasıl-"
"Bir çift kırmızı göz."
"Ne?"
"Yanında bir adam dolaşan uzun siyah saçlı kız."
Şimdi matematik ödevimi yapmaya gidiyorum bye byeeeee🌸🌸💎💎🩷♥️♥️🩵🩵
(603 kelime)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ormanın Ardındaki Siyah Ev Serisi
Paranormal"O, yeni okulunun ilk gününde delirdi ve bir daha da evden çıkmadı. Bazıları onun hayalet, bazıları ise onun lanetli olduğunu söylüyor." Uyarı!!! Bu kitapta parçalama, büyü, lanet, paranormal olaylar, kan, ölüm, ceset vardır. Hassas olanların okuma...