Bölüm 3: Ağaçlı yolda gizli konuşma

87 5 19
                                    


Aradan aylar geçmiş ve asuman yeni okuluna alışmıştı. Bunda kuzeni Serhan'ın da orda olmasının büyük bir payı vardı. Okula alıştığı süreçte yeni arkadaşlar da edinmişti. Okulda Serhan'dan sonra samimi olduğu ilk kişi özgeydi. Onunla aynı sınıfta olduğunu öğrendiğinde hem şaşırmış hem de sevinmişti. Yanına gidip diyaloğu ilk o başlatmış ve ona beraber çay içmeyi teklif etmişti. Böylelikle aralarında ilk sohbet gerçekleşmiş ve ummadığı kadar da iyi geçmişti. Özge ile samimi olduktan sonra onun kuzeni olan derya diğer arkadaşları sıla ve yağmur ile de tanışmıştı. Üçünü de çok sevmiş ve kısa bir süre içinde üçüyle de samimi ilişkiler kurmayı başarmıştı. Fakat özge ile olan ilişkisi diğerlerinden daha farklı ve özeldi. Onunla yaptığı her şeyi seviyor ve beraber yaptıkları şeylerden büyük bir zevk duyuyordu. Onunla saatler süren sohbetlerden hiç sıkılmıyordu. Özge, merakını cezbeden bir insandı. İnsanlar ve olaylarla ilgili yerinde tespitleri ile onu her zaman şaşırtıp büyülüyordu. İnsanları çözümlemek konusunda doğuştan bir yeteneğe sahipti. Kendisininkine benzer bir yeteneği olmadan bile bu konuda oldukça iyiydi ve bu muhteşem bir şeydi. Zamanın onları daha da samimi hale getireceğinden neredeyse emindi.

Asuman elindeki anahtarla kütüphanenin kapısını açıp içeri girdi. İlerleyip önünde duran rafın yanı başındaki ahşap masanın üzerine ellerini dayadı ve içeriyi baştan sona mutmain gözlerle süzdü. Güzel bir manzaraydı. Birbirinden farklı birçok düşünce kapaklar arasındaki yerlerini almıştı. Burası sessizliğin içinde müthiş bir kalabalık barındırıyordu. Kütüphaneleri ve kitapları oldum olası sevmişti. Özellikle kütüphanenin varlığı bile ona başlı başına bir çeşit huzur veriyordu bu yüzden bir şey okumak istemediği zamanlarda bile oraya gidip sessizce oturuyor ve raflardaki kitaplara bakarak düşüncelere dalıyordu. Hatta bazen kitap isimlerine bakıp kendince içeriği hakkında zihninden senaryolar yazıyor ve eğleniyordu. Buraya olan ilgisinden dolayı gelir gelmez kütüphane ekibinin arasına katılmıştı. 

Asuman hemen önündeki masada üst üste dizili duran kitaplara baktı. Bugün kütüphaneye yeni gelen kitapların kaydının tutulması ve türüne göre belirli raflara dizilmesi işi için görevlendirilen kişi oydu.

"hadi bakalım. Çalışma zamanı!" deyip bilgisayara doğru yürüdü. 

Bir sandalye çekip oturdu.  Kollarını sıvayıp çalışmaya başladı. Zaman su gibi akmış yaptığı işin üzerinden yaklaşık bir saat geçmişti. Elindeki kitabın kaydını yaptıktan sonra kalktı ve bilim kurgu bölümündeki rafa yöneldi koyacağı yeri bulunca eğildi ve kitabı yeni yerine yerleştirdi. Doğrulduğunda yorulduğunu hissedip bir sandalye çekti ve oturdu. Pencereye doğru baktı. Bugün hava kapalıydı. Bu kütüphaneyi daha bir gizemli hale getiriyordu. Perdeleri açık olsa da içeride karanlık bir hava hakimdi. Gözlerini mevcut manzaradan alıp başını önünde üst üste dizilmiş kitapların üstüne bıraktı. Ardından gözlerini usulca kapattı. O an ne kadar yorulduğunu daha iyi anlamıştı.

Serhan sessizce kütüphanenin kapısından içeri girdi ve asumanı aramaya başladı. Hemen önündeki masanın üstünde bulunan, üst üste dizili kitaplardan birini alarak raflar arasında yürüyor ve onun nerde olduğunu bulmaya çalışıyordu. Üçüncü rafı geçtiğinde onu nihayet görmüştü. Başını kollarının arasına gömmüş bir vaziyette masanın sol uç kısmında oturuyordu.  Gidip karşına geçti. Asuman yorgun olduğu her halinden belli başını yavaşça kaldırıp önüne oturan kişiye baktı. Serhan'ı görünce tebessümle dirseğini masanın üzerine dayayıp elini çenesinin altına koyarak ona ve elindeki kitaba bakmaya başladı. Sonra öne doğru eğilip:

"neden masal kitabı okuyorsun?"

Bunun üzerine Serhan kitabı çevirip ismine baktı kapağında "kırmızı başlıklı kız" yazıyordu. Adına bakmadan rastgele almıştı. Demek ki aldığı bir masal kitabıydı.  Şaşkınlığını belli etmemeye çalışarak:

İzafiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin