"Ares derhal onu bana ver!" Ares her zaman ki gibi ikizi Arenle uğraşıyordu.
"Gelde kendin al. " Aren ile Ares henüz kundakta 3 aylık bebek iken yetimhanenin bahçesine bırakılmışlardı. Yetimhanede çalışan hademelerden biri onları bahçedeki bir incir ağacının altında bulmuştu. İyi giyimli ve bakımlıydılar. Belli ki zengin bir ailenin ikizleriydi. Bulunduktan sonra belli bir süre anne ve babalarını bulmaya çalışmışlardı ancak ne hikmet ki o gün bahçeye bakan kameralar arızalanmıştı.
İlk başlarda yerlerini yadırgıyorlardı. 10 yaşına kadar ikiside anne ve babalarını arıyorlar, görmek istiyorlardı. Bir süre sonra ikisi de artık bu durumu kabullenmişti. Onları bırakıp giden aileleri için daha fazla üzülmek istemedikleri için onlar hakkında bir daha konuşmamışlardı. Yakışıklı, çalışkan ve başarılı ikizler 14 yaşında girmiş oldukları sınavı başarı ile geçtikleri için özel bir okulda eğitim alıyorlardı. Bu eğitimleri her seferinde derece ile sonuçlanıyor, bu çalışkanlıkları yetimhanedekilerin onlara karşı olan tutumlarının iyi olmasını sağlıyordu.
İkizlerden Aren, iyi kalpli, herşeye iyimser bakan birisidir. Kumral saçları ve saçlarıyla uyumlu kehribar gözlere sahiptir. Derslerine önem veren ama bir o kadarda üşengeç olan Aren, ikizi Ares ile daima birlikte olmak gibi bir dileği vardı.
"Ares, ver o günlüğü bana!" Ares ise onun zıttı olarak kumral sarı karışımı bir saça, daima seyrettiği yıldızların parlaklığına sahip ela gözlere sahip.
Ares, ikizinin onu hırpalamasına daha fazla dayanamayıp odadan çıktı ve önüne bakmadan koridorda koşmaya başladı. Bu sırada karşıdan gelen müdire Mine Hanımın kendisine doğru geldiğinin farkında değildi. Kendisine doğru yaklaşan huysuz felaketi görmesi ile kendini durdurmaya çalışsada nafileydi. Ve beklenen çarpışma gerçekleşmişti. Müdirenin elindeki sıcak kahve üzerlerine dökülmüştü. Ares dökülen sıcak kahvenin tenini yakması sonucu dudaklarından çıkan küçük iniltiye hakim olamadı.
"Ares derhal kendine çeki düzen verip odama gel!" Üzerine dökülen kahvesinin sonucunda öfkeli bir şekilde karşısındaki gence bağırmıştı. Ares azarlanmanın küçük düşürücülüğüyle kendine içinden küfürler yağdırırken müdire odasına çıkmıştı.
"Hepsi senin suçun Aren. Senin yüzünden o cadolozun yanına gitmek zorundayım." Aren onun elindeki günlüğünü aldı ve müdire hanımla yaşanılan çarpışmadan beri tuttuğu kahkahalarını serbest bıraktı. Kasıla kasıla gülüyordu. Sinirli bir şekilde ona bakan ikizinin omzuna sert bir şekilde vurmasıyla gülmesi ağlamaya dönüşmüştü. O orda sızlayan omzu için yakınırken Ares kaldığı odasına geçmişti.
Giysi dolabından aldığı açık mavi bol bir t-shirt ve siyah bir eşofmanı eline alıp giyinmişti. Kirlenmiş olan giysilerini kirli sepete atmış tam odadan çıkıyordu ki odanın kapısı açılmıştı. Gelen ikizi idi. Yüzünde ki sırıtış ile kardeşine bakıyordu.
"Allah rahmet eylesin. Merak etme senin bu iyi yürekli kardeşin arkandan bir Fatiha okuyacak." Duyduklarıyla daha da öfkelenen kardeşi omuz atıp odanın çıkışına doğru ilerledi. Kapının eşiğinde ona dönerek, "Elbet bana işin düşecek Aren. Bu şakalarını o güne sakla, " diyerek odadan çıkmıştı. Koridorda müdirenin onu nasıl cezalandıracağını düşünüyordu. Fazla yorucu bir şey olmamasını diliyordu.
Birkaç dakika sonra nihayet müdire hanımın odasına gelmişti. Tereddütle kapıyı tıklattı ve içeriye girdi. Müdire hanım üstünü değiştirmiş, yeni giysiler giymişti. Yakaları dantelli olan siyah bir kazak ve üstüne beyaz bir ceket giymişti. Altına giydiği koyu kahve etek onun bacaklarını kalın göstermiş, uyumsuz göstermiş. Kahverengi saçları daima topuz olan kadının saçlarında hiçbir zaman bozukluk olmazdı. Kahverengi gözleri her zaman ciddi bakar, yüzünde hep aynı ifade yer edinirdi. Alnında belli başlı kırışıklar olan kadının yüzü her zaman aynı ifadede olduğundan kırışıklarıda o yönden oluşmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
METAMORPHOSİS
Fiksi Ilmiah|İlk bölüm olay ile alakasız fakat okumanız gereken bir bölümdür.| Dünya dışındaki bir gezegende yaşam... Sabahları mutlu mesut bir ortam varken geceleri tam bir kaos. Her tarafı başkalaşım geçirmiş yaratıklar çevirmiş vaziyette. Bu yaratıklar kend...