39. Bölüm: Bir Sen Bir Ben

147 10 1
                                    

İlk yayımlanma tarihi: 28 Şubat 2024

"Aşk, sabahlara kadar uyumamak değildi aslında. Her sabah uyandığında, yaşamaktan önce onun gelmesiydi aklına."
-Can Yücel

3418 kelimelik bir bölüm olduuuu :)

Düzenlemeye vaktim olmadı aşklarım, yanlış bir
şey varsa lütfen yorumlarda söyleyin.

Çok fazla kitap okuyan biri değildim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok fazla kitap okuyan biri değildim. Kitaplarla aram iyiydi ama bu zamana kadar toplasanız yüzden fazla kitap okumamışımdır.

Ama bir gün abimin kitaplığını kurcalarken bir kitap gördüm. Aldım okudum. Adını bile hatırlamıyorum o derece eski yani.

Kitapta geçen her şeyi unuttum ama bir tek bir sayfasındaki sözü unutmadım.

Sayfa 38'di. Sayfanın başındaki alıntı.

"Bir insanı neden sevdiğiniz sorusuna cevap bulamıyorsanız onu gerçekten seviyorsunuzdur."

Yazıyordu. O zaman umursamamıştım, kitabı kapatıp geçmiştim.

Sonra Eskişehir'e taşındık. Ardından onunla tanışttım.. Can'a aşık olduğumda çok soru sordum kendime. Neden ben bu çocuğa aşığım diye. Niye onu bu kadar çok seviyorum diye? Ama bir cevap bulamadım. O yazar'ın dediği çıkmıştı.

Şu an o kadar huzurluydum ki.

Sevdiğim çocuk yanımda, yeni dostlarım oldu.

Eski arkadaşlarımla birlikteyim.

Benden şanslısı kim!

Normalde buraya ne zaman gelsek Cansu ile sabah güneş doğarken kalkıp denize giderdik. Sabahın o soğuk suyu çok güzel olurdu. Emir bizle gelmez uyumayı tercih ederdi. Kahvaltı saatine kadar yüzer eğlenirdik. Sonra toparlanıp eve dönerdik.

Her günümüz böyle geçerdi. Tabii sadece denize girmek için gelmezdik. Evin yakınlarında beach vardı. Orada çalışan çocuklar yakışıklıydı. Yaz aşkımızdı.

O zamanlar yakışıklı gelirdi gözümüze. Şimdi baktığımda bir tek gözüme Can yakışıklı geliyordu.

Sabah gözlerimi gelen sesler yüzünden açmıştım, yan yazlıkta çocuklu bir aile olmalı ki çocuklar çığlık atarak gülüyorlardı. Kafamı kaldırıp Can'a baktığımda onun göğsünde uyuduğumu anladım. O da bir kolunu kafasının arkasına koymuştu, bir kolunu da benim belime sarmıştı. Öylece uyumuşuz. Kafamı geri Can'ın göğsüne koydum.

"Ne bu gürültü?" Diye mırıldandı Can. Yerinde kıpırdandı. Elini kafasının altından çekti.

"Yandaki yazlıkta çocuklar olmalı, onlardan geliyor." Diye cevap verdim kafamı kaldırmadan.

Mahalle AbisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin