"Mine"
Uyarı: Bu bir Mafya!yani biraz şiddet var. Sadece bir uyarı
Kocanı seviyorsun, gerçekten seviyorsun, ama son zamanlarda bir şeyler ters gidiyor. Eve her zamankinden daha geç geliyor, akşam yemeğinin ortasında ayrılmasına neden olan daha fazla telefon alıyor ve birden çok kez ne olduğunu sormana rağmen, sadece alnını gagaladı ve endişelenecek bir şey olmadığını söyledi. Artık meseleleri kendi ellerine almanın zamanı gelmişti.
Tuttuğun özel dedektif işinde pek iyi değildi. Size söyleyebileceği ya da söyleyeceği tek şey, kocanızın bu ne anlama geliyorsa "gölgeli ilişkilere" karıştığıydı. Jooheon'a ne kadar az kanıtınız olduğunu sormaya çalıştınız, bu da arka sokaklarda oldukça şüpheli görünen karakterlerle bulanık fotoğraflarına denk geliyordu. Tabii ki, bu sadece onu kızdırdı. "Bunun dışında kal, Y / N. Yaptığım her şey, güvenliğin için yapıyorum." başka bir alın gagalaması ve hızlı bir çıkıştan önce söyleyeceği tek şey buydu. Evet, bu kendi başına öğrenmen gereken bir şey olurdu.
Jooheon'u takip etmek en iyi fikir olmayabilir, ama sahip olduğun tek fikirdi. Demek buradasın, gölgeli bir gemi iskelesinin gölgesinde kocanı gözetliyordun. Bu noktaya gelmesinden gerçekten hoşlanmadın. Jooheon'un tek yapması gereken sana karşı dürüst olmaktı, ama hayır. Hiçbir şey olmuyormuş gibi görünüyordu, sadece Jooheon'un önünde ve ortasında başka bir adamla birlikte duran adamlar. Tanıdığın ve sevdiğin adama benzemiyordu. O güzel gamzelerle kocaman gülümsemesi hiçbir yerde bulunamadı. Onun yerine sertleşmiş bir kaş çatma. Onu duyamasanız da, kaba, derin bir sesle konuştuğunu söyleyebilirdiniz, alıştığınız bal tonuyla değil. Aniden bir silah çekip karşısındaki adamı işaret ettiğinde, kalbin tuttu. Kiminle evlendin?
Jooheon'dan önce evde olduğundan emin oldun. Kendini hazırlamak için zamana ihtiyacın vardı. Cevaplara ihtiyacın vardı ve bu gece onları alacağın geceydi. Ön kapının açıldığını duyduğunda ofisindeydin, derin bir nefes aldın ve bekledin. Ofisinin kapısı açıldığında kocan içeri girdi ve hemen sana o güzel gülümsemeyi verdi. Neredeyse neden burada olduğunu unutturuyordu. Neredeyse. "Hey, bebeğim" dedi her zamanki sakin sesiyle ve sana bir öpücük vermek için kıpırdadı. Kocanızın yüzünde şaşkın bir bakış bırakarak hızla kaçtınız. "Jooheon, konuşmamız gerek." tek cevabın buydu.
Saatlerce tartıştıktan ve biraz kavga ettikten sonra, sonunda size doğru söylendi. Kocanız, tanıdığınız ve sevdiğiniz tatlı kabarcıklı adam, yerel mafya ailesinin başıydı. Altında 150 ila 200 adam vardı, bunlardan 6'sı en güvendiği kişiydi.Kendisinin nadiren ellerini kana bularken, bunu yapmanın üstünde olmadığını öğrendiniz. Yine de seni sevmesi ve sana hiçbir şekilde zarar vermemesi konusunda ısrar etti. Sen onun bütün dünyasıydın, dedi. Çok düşündükten sonra ona inandın.
Yeni keşfedilen bilginizle ilk ay sorunsuz geçti. Jooheon'la aranızda pek bir şey değişmedi. Hala her gece akşam yemeği yiyordun, bazen yarıda kesildi, bazen sabahın erken saatlerine kadar ona gelmedi. Asıl değişiklik, onunla aile partilerine katılmanıza izin verilmesiydi. Buna izin vermesi için onunla konuşmak biraz zaman almıştı, güvensiz olmasıyla ilgili bir şey, ama buna sahip değildin. Yani kocanızın kolundan katılmanıza izin verildi.
Bu partilere bakışların seni dünyanın zirvesindeymiş gibi hissettirdi. Kadınlar sana kıskançlıkla, erkekler sana şehvetle baktı. Ama Jooheon'un gözlerine baktığında gördüğün aşkın bakışıyla kıyaslanamaz. Elbette sana tiksinti ve nefretle bakan insanlar vardı. Kocanız oyununun zirvesinde güçlü bir adamdı, biri onu kıskanacak ve ona karşı kötü niyetli olacaktı ve siz de birliktelikle. Ama elbette kimse Lee Jooheon'un gazabıyla baş etmek istemediği için hiçbir şey denemeye cesaret edemez, değil mi?
