16.bölüm

7.6K 362 75
                                    

Ben yine kendimi tutamayıp yazdığım gibi bölüm atıyorum sıcak sıcak🦦 artık söylememe gerek yok düzenleöe vs yapamadım🥲🤧 yazarken ara ara ben bile heyecanlandım hadi hemen okuyun🤲🏻💐🤍


@@@

Hızlı düşünmem ve harekete geçmem gerekiyordu. Bir plan yapmam lazımdı ama ne yapacağımı bilmiyordum. Buse'yi aramayı düşündüm ama kaçsam o nasıl kaçacaktı. Ya da yakalanırsak onun da başı belaya girecekti. Bencillik miydi bu bilmiyorum ama sadece kendi başımı alıp gitmek istiyordum. Hem eğer gerçek anlamda kurtulursam Buseye de yardım ederdim.

Aras'ı alamazdım. Abisinden ayıramazdım ki ayırsam bile Mirza ölene kadar peşime düşerdi. Hem onu alırsam ne yapacaktık. Kalıcak yer bile aklıma gelmiyordu. Belki de günlerce dışarda yatacaktım.

Sonunda kararımı vermiştim. Tek gidecektim. Kurtulacaktım.

Bir planım yoktu. Çünkü gidecek yerim yoktu. Evden çıkana kadar bu kısmı düşünmeyecektim.

Alelacele giyinme odasına gittim. Üzerime kalın dar bir triko giydim boğazlı. Altıma ise polarlı bir tayt. Bunları içlik niyetine kullanacaktım. Dışarda kalma ihtimaline karşılık. Üzerime tekrar kalın polar giydim fermuarlı. Altıma ise rahat hareket edebilmem için, içi polar eşofman altı giydim. Ayağıma da yün çoraplarımj geçirdim. Evin sıcaklığından şimdiden terlemiştim ama sorun yoktu.

Bütün çekmeceleri aradım. Mirzanın bütün ceketlerini karıştırdım. Amacım para bulmaktı. Bulabildiklerim 1200 tlydi. Sonra bir anda Mirza'nın bana verdiği cüzdan aklıma geldi. Şimdiye kadar içine hiç bakmamıştım bile. Dağıttığım kıyafetlerin arasında bulup çıkardım.

İçerisinde iki adet kredi kartı, onları boşverip içinde duran bütün nakitleri aldım. Kendime hazırladığım sırt çantasının içerisine cüzdanla beraber paraları da koydum. İki çift iç çamaşırı, bir alt ve bir üst eşofman takımını da ekledik içine. Son anda bir bere de atmıştım. Hem saçlarımı da saklardım gerekirse.

Odanın kapısını kilitleyip çıktım. Mutfağa vardığımda yukarıdan Aras'ın ağlama sesini duysamda. Odaklanmam gerekenin kendim olduğunu tekrarlayarak duymamaya çalıştım.

Son anda aklıma gelen şeyle kaşıklığa doğru ilerledim. Mirza'nın mutfaktaki kadına para bıraktığı yerdi. Doğru tahmin. Aldığım kağıt paraları cebime sıkıştırdım. Kaşıklıkta duran küçük sivri bıçağı da cebime koydum. Nolur nolmaz diye.

Mutfak kapısında elimdeki sürahiyle derin bir nefes aldım. Yapabilirsin yapabilirsin yapabilirim evet yapabilirim. Vazoyu ilerde duran dış kapıya bütün gücümle fırlatıp, atabildiğim en yüksek çığlığı attım.

Mutfak kapısını kapatıp kilitledim. Hemen arkamı dönüp kış bahçesine girdim. Sabah sütyenime sıkıştırdığım anahtarı çıkarıp, kış bahcesinden dışarıya fırladım.

Deli gibi koşarak bahçe kapısına ulaştım. Arkadan sesler geliyordu ama yüksek adrenalinden attığım her adımda kulaklarım zonkluyordu. Bu yüzden anlayamıyordum.

Bahce kapısından sıyrıldım ve koşmaya devam ettim. Bütün gücümle koşuyordum. Ben koştukça kalbim hızlanıyordu.

Yolun sağına dönmemle kulağımı fren sesi doldurdu. Siyah mercedes önümde çok ama çok zor durmuştu. Şoka girmiş hareket edemiyorken, arabanın arka kapısı açıldı.

Beynim düşünmeyi bırakmıştı. Arabadan inip gelenin kim olduğunu idrak edemiyordum. Gözlerim yerde asfalta takılı kalmıştı.

Kadrajıma giren bir çift makosenle cesaret ettim ve kafamı kaldırdım. Karşımda Tuğba Hanım vardı. Sevinsem mi üzülsem mi bilememiştim.

NÂREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin