24.bölüm

5.3K 277 21
                                    


Annnnca fırsat bulup yazdım attım. Yine. Öhöm öhöm!🤫🤫 arkadaşlar bana nolur yb yb diye yazmayın ya da bölümlerin geç veya düzensiz gelmesinden hayıflanmayın çünkü ben çalışan bir hanımefendiyim ve burası benim tamamen hobim. Kafamı dağıtma köşem. Keşke daha cok vaktim olsa ve daha cok yazabilsem ama inanın her günüm dolu dolu geçiyor. Buraya ayrı bir mesai ayırmam mümkün değil keşke olsa🫠🫠😩😩 beni anlayacağınızı düşünüyorum, anlamayanlar da okumayabilir inanın vote falan umrumda değil ya da kitabın okuma sayısı. burası gerçekten benim için chill bi ortam, lütfen em azından bu kitapta sizin için öyle bir kitap olsun. Ha şunu da söyleyeyim yorumları okuyorum tek tek bunu seviyorum sırf zaman ayırıp yazdığınız için🤍🌸🤍🤍ve çoookkkk teşekkür ediyorum tabikiii💛💛💛✨✨ haydi bölüme geçelim👉🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻




🥀
Uyuyalı ne kadar olmuştu kestiremiyordum ama çok yakında büyük bir gürültüyle çalan telefon yüzünden istesem de istemesem de gözlerimi aralamıştım. Odada göz gezdirdiğimde ortam hala karanlıktı, bu da demek oluyordu ki uyuyalı pekte uzun bir süre olmamıştı.

Yavaştan kendime gelmeye basladığımda çalan telefonun bana ait olmadığını fark ettim. Mirza tam arkamdan bana sarılmış kolunu belime sarmıştı. Homurdanmaya başlamıştı çoktan.

Eh benim de uykum bölündüğü için bende mırın kırın ederek kolunu belimden bir iki sefer çekmeye çalışıp  sonunda başardım. Telefonu alıp ekrana baktığımda Enes'in aradığını gördüm. Tam da tahmin ettiğim gibi.

Normalde Mirza'yı uyandırıp telefonu ona verirdim ama içimde merak duygusu uyanmıştı bir kere.

Yatakta yatan kocama baktım. Vücudu yatağın yarısından fazlası kaplıyordu. Sol kolunun üzerindeki neredeyse bütün omzunu kaplayan dövmesiyle uyurken bile masum gelemiyordu gözüme.

Elimde tuş kilidiyle sessize aldığım telefonu açıp kulağıma götürdüm. Hiç ses vermeden dinleyecektim.

"Alo abi? Uyandırdıysam kusura bakma. Acil olmasa aramazdım... alo? Abi orda mısın?"

Pekala şimdiye kadar sözü kesilmediği için Enes bir sorun olduğunu farketmişti.

"Benim, Nare."

Sesli bir nefes verdiğini işittim Enes'in.

"Söylesene Nare. Ne dil döktürüyorsun bana. Abime ver."

Dudaklarımı dişledim.

"Abin uyuyor. Bana söyle ben ona-"

"Nare. Uyandır o zaman. Önemli hadi."

Oflayarak Mirza'nın yanına oturdum. Omzundan dürtükleyerek uyandırmaya çalıştım.

"Mirza? Enes telefonda, uyan. Önemliymiş."

Bu herifin uykusu çok ağırdı ve uyandığında çok ama çok huysuz oluyordu.

"Sikeyim."

Uykulu gözlerle elimdeki telefonu almasını bekledim.

"Ne var am*na k*yayım."

Gerçekten sinirliydi. Şaşırmamıştım. Bazı geceler Aras çok ağlayıp uyutmuyordu. Mirza o zaman bile çok söyleniyordu. Hem ben yanından kalkıp Aras'ın yanına gittiğim için hem de uykusu bölündüğü için. Öyle ki bir gece resmen küçücük bebeğe bağırmıştı sus artık diye çok tuhaf bir şekilde Aras gülmeye baslasa da ben dönüp Mirza'ya kızmıştım. Umrunda olmuş muydu? Sanmam.

"Uzatma Enes uzatma. Karı gibi ağlayacaksan hep böyle bırak lan bu işleri. Her seferinde ben gelip götünü mü toplıcam."

Dişlerini sıkarak konuşuyordu. Ben yanında öylece dururken boşta kalan elini belime sarıp beni yanına çekti.

NÂREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin