6.bölüm

12.8K 339 85
                                    

🫀

Kafamda kırk tane tilki vardı. Neyi düşünsem elimde kalıyordu. Tüm bu olanların yanında bir de ailem vardı. Onlar bunu kaldıramazdı. Okula diye gönderdikleri kızlarının bir eve kapanmış olmasını sindiremezlerdi. Şimdi neler olucaktı ben bile bilmiyordum ki.

Buse geldi aklıma, Enes zarar vermişmiydi ona. Görmüştüm o kocaman elleri saçlarındaydı. Dövüyor muydu Buse'yi. Adamlar katil benim düşündüğüm şeye bak. Mirza eve gelirse konuşmaya çalışacaktım.

Beni eve bırakmış, kapıları üstüme kilitleyip korumaları binbir tehditle 'ki biliyordum bana gözdağı veriyordu' evden cıkmamamı tembihleyip gitmişti. Kesinlikle körfeze gidip yarım kalan işleri halledecekti. Evde telefon bulsam polisi arayacaktım ama ağlaya ağlaya baktığım evin her köşesinden elim boş çıkmıştım. Evde devasa televizyon dışında bilgisayar bile yoktu.

Mutfağa gidip ağlamaktan kuruyan boğazım için bir bardak su içtim. Ordan çıktım lavaboya gittim. Aynadan kendime baktığımda gözlerim, burnum kıpkırmızı şişmişlerdi. Elimi yüzümü yıkadım belki kendime gelirim diye ama nafileydi. Salona tekrar geri döndüm. Akşam olmuştu.

Üzerimde bu sabahtan kalma kıyafetlerim vardı. Aslında kardan ıslanmışlardı ama yapabilecek bir şeyim yoktu. O katilin kıyafetlerini giyemezdim.

Kapı açılma sesiyle daldığım tatlı uykudan uyandım. Koltuktaki yarı oturur pozisyonumu bozmadan sadece kafamı çevirdim. İçerisi zifiri karanlıktı. Bahçe aydınlatmalarını açmamışlardı demek. Belki bu da cezamın getirisidir.

Kimin geldiğini kokusundan anlamıştım. Ona baktığımda sakin duruyordu. Hoş dışarıdan o kadar ifadesizdi ki nasıl hissettiğini anlamak imkansızdı. Yavaşça gelip yanıma oturdu. Kafasını koltuğun başlığına yaslayıp gözlerini kapattı. Fırsattan istifade üzerini süzdüm.

Kıyafetleri farklıydı, değiştirmişti. Siyah takım elbise vardı üzerinde. Ayağındaki makosenler gıcır gıcırdı. Bu havada böyle kalması tuhaftı.

Konuşmak istiyordum ama cesaret edemiyordum. İçindeki canavarı görmüştüm artık. Dün gece aklımdan çıkmadığı gibi suratıma yansımıştı. Gözlerimden yaşlar tekrar akmaya başladı.

"Ağlama."

Ellerimde olan bakışlarımı ona çevirdim. Kafasını yan çevirmiş bana bakıyordu.

"Yaptın mı gerçekten?" Sesim çok ince ve pürüzlü çıkmıştı.

"Oradaki insanları öldürdünüz mü?" Kekelemiştim.

"Sen bunları düşünme. Kendini düşün. Sonuçta onlar artık hayatta değiller. Ama sen.. sen benim ellerimdesin."

Yanından kalkmak için yeltendiğim gibi kolumdan tutup oturttu beni.

"Söyleyeceklerim daha bitmedi."

Üzerime eğilirken kafamı kucağımda birleştirdiğim ellerime çevirdim. Kalbim korkudan hızlanmaya başlamıştı.

"Önce sorularıma cevap vericeksin. Bu boktan planı kim kurdu? o yarım akıllı Buse mi? Yoksa sen mi?"

"Plan falan yapmadık ikimiz de. Buse beni kurtarmak istedi sadece."

"Allah allah eee"

"Ben düştüm senin peşine. Buse'yi de aradım gelmesi için ikna ettim. Onun bir suçu yok."

"Bak sen, o da senin için aynı şeyleri söylemiş. Birbirinizi tutmanız... gözlerim yaşardı resmen."

"Yemin ederim benim yüzümden evden kaçtı. Ne yapacağımdan haberi bile yoktu, gerçekten. Hatta, hatta beni engellemeye çalıştı."

NÂREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin