25.bölüm Buse&Enes

4.4K 240 31
                                    

Buse'den....

Bana asla huzur vermeyen eve ilk adımımı atıp içeriye girdim. Üzerimde uzun trençkotum ayağımdaki sneakerları çıkarmadan ilerledim. Salona baktığımda Enes koltuğu bacaklarını ikş yana açmış, yayılmış oturuyordu. Elinde tahminimce içerisinde viski olan kristal bardak vardı. Kafasını çevirip ifadesizce bana baktı. Ben de ona baktım ama benim gözlerim dolmuştu onun duygu barındırmayan gözlerine karşı.

Hırsla arkamı dönüp gitmek için yeltendiğimde sert ama tek düze sesi beni durdurdu.

"Buraya gel."

Ona dönmeden buradan kurtulmak istedim.

"Üzerimi değiş-"

"Buraya. Gel."

Bıkkınlıkla dönüp ona doğru ilerledim. O beni dikkatlice izlerken yürümek kadar basit bir eylem bile cok zordu.

"Otur. Karşıma."

...

Neredeyse 20 dakikadır oturuyordum ama Enes beni izlemekten baska bir şey yapmıyordu.

"Bir şey diyecek misin yoksa ben defolup gitmeli miyim?"

Ona ters ters bakıp kurduğum cümlelere umursamadan baktı. Boğazını temizledi,

"Ne gibi bir şey demeliyim?"

Kollarımı bağladım.

"Bana kurduğun çocukca oyun gibi mesela?"

Küçümsercesine sırıttı. Sarhoştu büyük ihtimalle.

"Abim mi?"

Kafamı salladım,

"Evet Enes. Abin. O söyledi. Peki neden söyledi sence?"

"Delirmemem içindir. Ya da senin ölmeni istememiştir güzelim."

Kurduğu cümleyle kanım dondu. İşin kötü tarafı da ben bu adamdan beni öldürmesi dahil her şeyi beklerdim. Gözlerim doldu.

"Bakma bana öyle kedi, ne bekliyordun? Beni aldatıcaktın ve ben de seni sağ mı bırakacaktım?"

Gözümden akan bir damla yaşı elimin tersiyle sertçe sildim. Yere baktım. Onu aldatmak gibi bir planım yoktu ki. Kaçıp gitmek gibi bir hedefim vardı.

"Diyeceklerin bittiyse.."

Kafasını iki yana salladı. Ağır hareketlerle önce yayıldığı koltukta dikleşti elindeki viski bardağını yana koydu. Sonra yine yavaşça kalktı. Kafasını eminim bi milyondu şuan. Önümdeki orta sehpaya oturup dirseklerini dizlerine koydu.

"Seni bir ömür bırakmıcam Buse. Ben ölene kadar benimle olacaksın. Olmak zorundasın. Kimse sikimde değil. Kimse. Ne abim ne sen."

"Manyaksın sen. Ruh hastası."

"Şşş. Öyle demiyosun düne kadar. Çocuk yapacaktık. A pardon ya sen gizli gizli korunuyordun ama dimi?"

Kafamı yana çevirdim. Ona açıklama yapmak zorunda değildim. Biliyorsa biliyordu umrumda değil. Ondan hamile kalmaya hazır değildim. Bunu bilmeliydi zaten. Sahte bir iç çekti.

"Neyse ki aldığın şeyler vitamindi de oğlumuza bir zarar gelmedi. Sahi, en son ne zaman regl olmuştun?"

Duyduklarımla kalbim küt küt atmaya başlarken ağzım ortadan ikşye ayrılacaktı. O ise karşımda sadece sırıtıyordu. Sadece.

Ona inanamamışcasına baktım. Karşımdaki pislik herife baktım. İlacımı alabileceğim tek kişi yardımcımızdı o da geldiğinde bir tablet bırakırdı bana. Ama kendisi henüz 19 yaşında bir genç kızdı. Bana da yalvar yakar aldırdığım ilaçları korka korka verirdi.

NÂREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin