09. ATEŞİN İNTİKAMI

16 4 9
                                    

-alyssa reyes

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-alyssa reyes

"Külü ateşle korkutamazsın..."

09.BÖLÜM

"Sen Baron'un emriyle kuzeye ayrıldıktan sonra biz de doğuya, E grubunun olması gereken yerine gittik. Kimseyi bulamadık Alyssa, kimseyi. Onlardan herhangi bir iz, burada olduklarına ya da savaştıklarına dair bir kanıt aradık ama bulamadık. Öylece yok olmuş gibilerdi. Atlarımızdan indik. Birbirimizden haberleşerek daire şeklinde büyük bir alanı taradık. O sessizlik öyle korkutucuydu ki... Herkes yavaş yavaş savaşın geldiğini hissediyordu. Derken atlarımız huysuzlanmaya başladı. İnsanın bütün algısını bozan, ince, tiz bir ses duyduk. Ses bir ara öylesine kuvvetli hale geldi ki kulaklarımızı kapatmaktan başka hiçbir şey yapamadık. Ayakta durmakta bile zorlanıyorduk. Hatta bayılanlar oldu. Delireceğimi düşündüm" dedi Melanie kollarımdan tutup beni sarsarak. Büyük bir ağacın arkasına geçip pelerinlerimize bürünmüştük. Gecenin en karanlık saatleriydi. Bizi burada fark etmeleri çok zordu. Hoş, kurtların nerede olduğunu da bilmiyorduk.

"Birden etrafımızı sardılar" Onlar diyordu, kurtlar diyemiyordu. "Her şey o kadar hızlı oldu ki Alyssa, savaşamadık bile. Nereden geldikleri, yerimizi tam olarak nasıl bildiklerini, bizi onca zaman nasıl gözetlediklerini ve bizim neden fark edemediğimizi hala düşünüyorum ama bulamıyorum. Sesin etkisinden dolayı herkes sersemlemiş haldeydi. Ayağa zor kalkıyorduk. Direnenler oldu ama çok sürmedi. Etkisiz hale getirdiklerine ceplerinden çıkardıkları kumaş parçalarını koklattılar. Sonra gözlerimizi ateşin yanında açtık"

"Bir dakika" dedim Melanie'yi bölerek. "Sizi bayılttılar mı?"

"Evet, sanırım" dedi Melanie karasızlık içinde. "Hepimizin bilinci kapalıydı. Hiçbir şey hatırlamıyorum"

"Asteria çiçeği mi?" diye sordum. Kafasını salladı. "Olabilir. Kokusu ona benziyordu."

"Ama nasıl? Bunu nasıl öğrenmiş olabilirler?"

"Bilmiyorum Alyssa. Şuan emin olduğum tek şey, kurtların artık eskisi gibi olmadığı"

On saniye kadar herkes kendi dünyasına çekildi. Sonrasında Melanie anlatmayı sürdürdü. "Tüm vücudumda bir sıcaklık hissettim. İlk başta yanıyorum sandım. Etrafta ağır bir yağ ve is kokusu vardı. Kafamı kaldırdığımda dehşete düştüm" Göz bebekleri büyüdü. Vücudu titremeye başladı. Belli ki gördüklerinden dolayı hala şoktaydı. "Kırmızı bir ateş çemberinin ortasındaydık. Çemberin hemen önünde bizim avcı pelerinimizden giyen birileri vardı. Ayakta öylece durup bizi izliyorlardı. Bizden birileri gibi duruyorlardı. Herkes yavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Yaylarımız hariç bütün kılıç ve bıçaklarımız yerli yerinde duruyordu. Hiçbir şey yapmıyorlardı. Öylece ayağa kalkmamıza izin verdiler"

Dinlemeye devam ettim. "Sör David" dedi içlerinden birisi bir adım öne çıkarak. İçimizden geçerek meydanın ortasına geldi. "Duyduğuma göre Baron olmuşsun. Kardeş katili olmak nasıl bir his ha?" Sesinde öyle bir kin, öyle bir öfke vardı ki kimse  kalkıp da onun yanına gitmeye cesaret edemedi. "Geceleri yatağında rahat uyuyabiliyor musun bari?" Baron kahkahalarla gülmeye başladı. "Kabus görmeyi bırakalı çok oldu çocuk" dedi. "Oyunlarınız bittiyse gerçek dövüşe başlayalım ha ne dersin?" Baron kollarını sıvazlayıp kınından bıçağını çıkarttı. Karşı taraf da saldırıya geçince savaş başlamış oldu. Çok korkutucuydu Alyssa" Melanie'nin gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Yüzünü kendime çevirip gözyaşlarını sildim. Karşımda küçük bir kız çocuğu vardı sanki. "İnsan bedenlerindeydiler. Kukuletaları başlarındaydı. Üzerimize doğru gelenlerin bizden mi, onlardan mı olduğunu ayırt edemiyorduk bile. Herkes birbirinden şüphelenir olmuştu. Kendimizden birilerini de öldürdük belki de"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÖLGELERİN ARASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin