6.Bölüm

3.1K 310 13
                                    

Armağan gözlerini açtığında nerede olduğunu anlayabilmek için bir süre çevresine baktı.

Gece olanlar aklına yavaşça süzülürken en son hatırladığı şey Ertuğrul'un kucağında uyuya kaldığıydı.

Koltukta yavaşça doğrulup oturdu ve duvarda asılı olan saatin dokuzu gösterdiğini fark ettiği an gözleri şaşkınlıkla açıldı.

Sehpanın üzerinde duran telefonunu eline alıp tekrar saate baktı. Ertuğrul'un şu an nerede olduğunu ve kendisini neden uyandırmadığını düşünürken mesaj kutusundaki iletileri fark edip ilk olarak Ertuğrul'dan gelen mesajı açtı.

''İsmail kapıda. Seni yanıma getirmek için bekliyor. Yarın başka işlerim olduğu için bugün çalışmak zorundayız.''

Mesajı okurken gözlerini devirip

''Benim işim olup olmadığını sorsaydın keşke!'' diye söylendi.

Mesaj kutusunda sabaha karşı Cenk'ten gelen mesajı gördüğündeyse eli ayağı buz kesmiş, nabzı hızlanmıştı.

'Yeni ileti' olarak görünen mesaja tıklarken Ertuğrul'a kızmayı bırakıp mesajı defalarca okudu. Sabah saat altı gibi atılan mesajı Ertuğrul'un görmüş olabileceği aklına geldiğinde elleri titremeye başlamıştı.

Ne yapması gerektiğini bilemiyor, hiçbir şey düşünemiyordu. Aklı karmakarışıktı. Mesajı okumadığını umut etmesini sağlayan tek şey mesajın 'yeni ileti' olarak görünüyor olmasıydı ancak buna da güvenemezdi.

Mesajı okuyup, mesaj ayarlarından 'okunmadı' olarak işaretlediyse, mesaj 'yeni ileti' olarak görünürdü ki zaten Ertuğrul'da tam olarak bunu yapmıştı.

'Eğer mesajı okuduysa' diye başlayıp bitmek bilmeyen düşüncelerle boğuşurken yanında duyduğu sesin korkusuyla irkilerek başını hızla soluna doğru çevirdi. Ellili yaşlarda bir kadın kendisine tebessüm edip, başıyla nazikçe selam verdi.

''Korkutmak istememiştim Armağan Hanım. Uyandığınızı fark edince bir ihtiyacınız var mı diye sormak istedim?''

Armağan tedirginliğini üzerinden atıp, gülümseyerek

''Önemli değil, ben dalmışım ondan boş bulundum. Siz?''

''Ben Ayşe, Ertuğrul Bey'in ev işlerine yardımcı oluyorum. Ertuğrul Bey, 'kahvaltı etmeden evden çıkmasın' dedi. Sizin için kahvaltı hazırladım. Lütfen benimle gelin.''

Armağan, Ertuğrul'un bu emir veren yönünden hiç hoşlanmıyordu ama Ayşe Hanım'ı zor durumda bırakmamak adına yerinden kalktı ve kadını takip etmeye başladı. Yemek salonuna vardıklarında Armağan karşısında duran masaya şaşkınlıkla baktı.

''Ayşe Hanım, niye bu kadar zahmet ettiniz. Ne gerek vardı! Ben bir şeyler atıştırıp çıkardım. Çok teşekkür ederim ama beni mahcup ettiniz.''

Ayşe Hanım, şaşkın şaşkın ona bakarken, kızın gerçek olup olmadığını anlamaya çalışır bir hali vardı.

''Ne demek güzel kızım. Benim işim bu ve ben işimi hakkıyla yapmayı seviyorum. Hem seni güzel ağırlamazsam Ertuğrul oğluma ne cevap veririm.'' Demesiyle bu sefer şaşırıp kalan Armağan oldu.

''Sanırım Ertuğrul Bey bu evin içerisinde bambaşka bir insan oluyor.''

Kadın onun bu sözlerine gülerken, eliyle masayı göstererek oturmasını işaret ettiğinde aklına gelen şeyle müsaade isteyip yeniden salona döndü ve çantasından ilacını alıp kendine enjekte etti.

EFSANE - Yalın Serisi IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin