3.Bölüm

4.6K 322 26
                                    

Armağan duyduğu bu sözler karşısında memnun olmuştu ama bir yandan da içi içini yiyordu.

Dün gece olanları düşünürken aylarca bu adama sabır gösterip, birlikte çalışmayı başarabilir miydi emin değildi. Onun tavırlarına, soğukluğuna, ukalalığına ve kabalığına nasıl dayanacaktı?

Ya da dün geceyi unutup işine nasıl odaklanacaktı? Bir süre sessizce durup yeniden gözlerini ona dikti ve

''Sizinle özel olarak konuşabilir miyiz?'' diye sordu.

Ertuğrul bu soru karşısında şaşırsa da duygularını, mimiklerini oldukça iyi gizlemiş ve toplantı odasındaki çalışanlara göz ucuyla bakmıştı.

''Tabii ki.'' Deyip ayağa kalktı. İkisi sessizce toplantı odasından çıkarken tüm gözler Ozan'a dönmüştü ancak o da neler olacağını kestiremiyordu.

''Eee! Çay veya kahve isteyen?'' diye mırıldanıp zar zor gülümsediğinde karşısında oturan bir masa dolusu çalışan onun bu hâline tebessüm etmişti.

Bu sırada odasından içeri giren Ertuğrul kenara çekilip küçük bir el hareketiyle Armağan'ı da içeriye buyur etti ve kapıyı yavaşça kapattı.

''Buyurun, şöyle oturun!'' işaret ettiği koltuğa oturup arkasına yaslanan Armağan sağ bacağını sol bacağının üstüne attı.

Birbirine kenetlediği parmaklarını dizinin üstüne koyarken karşısındaki koltuğa oturup en az kendisi kadar rahat bir tavırla arkasına yaslanan müstakbel ortağının gözlerine bakıyordu.

''Dün gece yaşananlardan sonra buraya gelip gelmeme konusunu çok düşündüm. Bütün gece, senin gibi bir adamla ortak işe girmeme neden olacak mantıklı sebepler aradım.''

''Buraya geldiğine göre 'benim gibi bir adamla' ortak işe girmene sebep olacak haklı nedenler bulmuşsun.'' Sözlerini yarıda kesmesine neden olan bu sözlerle yüzü gerilirken

''Lanet olsun ki seninle çalışmak zorundayım çünkü elimde başka bir kreasyon yok!'' deyip sağ bacağını indirdi ve ayağındaki ayakkabının topuğunu sertçe yere vurdu.

''O küçük burnun hiç düşmüyor değil mi Armağan Karcan!''

''Haklı olduğum hiçbir konuda kimseye boyun eğmem Ertuğrul Yalın! Dün geceki terbiyesizliğini işimiz bitene kadar sineye çekmek zorundayım. Bana bağlı bir sürü çalışanım ve o çalışanlarımın bakmak zorunda oldukları aileleri var. Para kazanmalı, onlara da para kazandırmalıyım. Bu işi şimdi burada bırakıp gidersem batarım. Bunun bilincinde olacak kadar akıllıyım.'' dediğinde usulca başını sallayan Ertuğrul, onun açık sözlülüğü ve gerçekçi bakış açısı karşısında bir kez daha şaşırmıştı.

''Gerçekten akıllı bir kadınsın Armağan. Gerçekten çok akıllı, makul ve doğrucusun. Beni şaşırtıyorsun.'' Sözlerine sessiz kalıp, ifadesizce ona bakmayı sürdürdükten sonra ayağa kalktı.

''Dün gece yaşananların bir daha tekrarlanmayacağını umarak o sözleşmeyi imzalayacağım.'' Deyip odadan çıkarken attığı her adımda topuklu ayakkabısının sesi şirketin koridorlarını inletiyordu.

İmzalar atılıp el sıkışıldığı sırada Armağan ikinci kez elini onun avucuna bıraktı. Kızın maviyle yeşili barındıran gözleri, Ertuğrul'un siyaha yakın gözlerine, aniden gelen bir esinti gibi değip geçti.

Sanki daha uzun süre birbirlerine bakarlarsa kıyamet kopacakmış gibi hissediyorlardı ve ikisi de ilk kez aynı duyguyu paylaştıklarından habersizlerdi. Toplantı odası boşalırken Ertuğrul

EFSANE - Yalın Serisi IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin