ARA VERİLDİ
❝Kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için. ❞
Babasının izinden giderek asker olan İdil Çevik. Şehadet şerbetini içmeye baş koymuştur. Bu şanlı yolda alnı ak, gözü kara bir şekilde ilerliyordur.
Çocukluktan beri disiplinli bir hayat sü...
"Yerimizi öğrenmişler, baskın yemeden kaçmalıyız!" diye bağırdı mağaranın dışından bir ses.
Birilerinin koşma sesleri, araba sesi duyuyordum. Bizimkiler anlaşılan bulmuştu beni. Dufağımın kenarı huzurla kıvrıldı. Kurtulacaktım.
"Ne demek öğrenmişler arabayı hazırla hemen, götürelim şu orospuyu!?" dedi bana doğru yaklaşan adam adımlarını durdurarak.
Hızla dışarı koştu. Bir şeyler daha konuştular ama dinlemedim. Beni nereye götüreceklerini bilmiyordum ama işaret bırakmalıydım, baskın yiyeceklerinin haberini aldılarsa çok uzakta olamazlardı.
En azından buraya geldiklerinde benim onlar gelmeden önce burada olduğumu bilmeleri gerekirdi ki ona göre çevreyi arasınlardı. Yaşadığımdan haberleri olmalıydı.
Üstümü tarafım gözlerimle askeri atletimin alt kısmını tek hamlede yırttım. Yarısı kana bulanmıştı. Onu kenara fırlattım sonra ise kamuflaj altıma baktım. Cebimi aynı şekilde tek hamlede yırttım ve bunu da bir kenara yolladım. Bu işaret onlara fazlasıyla yeterdi.
"Hadi çabuk ol!" diye bağırıyordu biri. Hızlı adımlarla biri geldi yanıma. Elinde bir iğne vardı.
Yanıma eğildiğinde sert bir tekme geçirdim. Sonra da boşta ki elimle yumruk attım. Ne kadar vakit kazanırsam o kadar iyiydi. Beni bayıltmalarına izin veremezdim en azından bir süre daha direnmeliydim.