Merhabalarr efenimm! Bizz geldikk nasılsınıız?
Ben bok gibiyim. Sınav haftası yaklaşıyor ve bilgi sıfır. Tembel tenekeye döndüm iyice, sınıfı geçersem iyi yani..
İdil'e çok kızgınım mal bu kız vallahi! Ağzını açıp konuşamadı bu bölümde ne demek istediğimi okuyunca anlarsınız. Son sahneyi yazarken biraz gözyaşı dökmüş olabilirim. Sindire sindire okuyunuz.
Bu vatan uğruna can vermiş hiç bir şehidimizi unutmayınız. Hepsinin ruhu şad olsun!
Seni çok seviyorum kendine iyi davran bebeğim♡
Buraya tıklayıp husaiise beni takip edersen çok sevinirim:)
Yıldızı okşayarak ve satır aralarını güzel yorumlarınla doldurarak bana destek olabilirsin.
İyi okumalar, esenlikler dilerim!
!BU KURGUDA YER VE ZAMAN UNSURLARI DEĞİŞTİRİLEREK KULLANILMIŞTIR, OLAYLAR GERÇEKLİĞİ TAMAMİYLE YANSITMAZ!
🖇️
"Üniformam kanlı olursa sakın anneme göstermeyin yüreği dayanmaz kanımı görmeye."
•••
"Hatırlıyorum."
Bakışları hızla değişti. Gözlerindeki afallamayı anlamamak imkânsızdı.
"Ne dedin sen?" az önce yumuşak çıkan sesi şuan tam aksine sertti. Bakışlarında sinir yoktu. Az önce sinirliydi ama şuan gözlerinde ki boşlukla bakıyordu. İlk defa bakışları böylesine boştu. Gözlerindeki boşluk canımı acıttı. Daha fazla gözlerine bakmadan bakışlarımı kaçırdım.
"İdil ne demek hatırlıyorum, taşşak mı geçiyorsun sen benimle lan!?" bu sefer sesi yükseldi. Sert sözleri duvarlardan yankılanarak bir tokat misali yüzüme çarptı. Dört duvar arasında olmamıza rağmen içimin ürperdiğini hissettim. Buz gibiydi sesi, bakışları.
"Ne taşşak geçmesi ya hatırlıyorum işte!" diye kendimi tutamadan bende bağırdım. Deli danalar gibi bana bağırmasına göz yumacak değildim. Aslında üstümdü bağırmak hakkıydı ama bu meselede olamazdı.
Ekrem sinirle ellerini saçından geçirdi. Sımsıkı yumdu gözünü. Yavaştan boynunda ki damar ortaya çıkıyordu. "İdil sen bana kontrolümü kaydediyorum dedin! Çok güzel kokuyorsun dedin! Boynuma sarıldın, dudakların deydi lan boynuma! Gecelerce uyuyamadım ben. O anı defalarca kez düşündüm ben her gece. Dudaklarının boynumda bıraktığı hissi hâlâ unutmadım. Bunların bana hissettirdiği şeyler her şeyden fazlaydı. SEN KARŞIMA GEÇMİŞ NASIL BU KADAR RAHAT HATIRLIYORUM DİYEBİLİRSİN!?" sonlara doğru sesi daha da yükselmişti. Sinirden yüzü kızarmış, gözleri kararmıştı. Ellerini sağa sola savuruyor sonra hızını alamayıp ellerini saçlarından geçiriyordu. Her şeyi parçalamak ister gibi bir hâli vardı. Bu sinirin yanında gözlerinde başka bir duygu daha vardı. Kırgınlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZİ
ActionARA VERİLDİ ❝Kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için. ❞ Babasının izinden giderek asker olan İdil Çevik. Şehadet şerbetini içmeye baş koymuştur. Bu şanlı yolda alnı ak, gözü kara bir şekilde ilerliyordur. Çocukluktan beri disiplinli bir hayat sü...