Selamlarr! Nasılsınız?
Minnoş bir bölümle sizlerleyim. Huzurlu bir şekilde okuyunuz çünkü kurguya daha yeni yeni giriş yapıyoruz ve ileride ki bölümlerde bol bol hüzün var. Bu günleri mumla arayabiliriz yani dostlar.
Çok önemli bir soru geliyor. Sarmayı tencereye dik mi koyuyorsunuz, yatay mı?
Buraya tıklayıp husaiise beni takip edersen çok sevinirim.
Yıldızı parlatıp, oy vermeyi unutmayalım.
İyi okumalar, esenlikler dilerim!
!BU KURGUDA YER VE ZAMAN UNSURLARI DEĞİŞTİRİLEREK KULLANILMIŞTIR, OLAYLAR GERÇEKLİĞİ TAMAMİYLE YANSITMAZ!
🖇️
"Beni kokumdan tanıman çok hoşuma gitti İdil."
•••
"Timdekiler yemekhanedeymiş onların yanına gidelim." dedi Hakan bana dönmeden.
"İyi gidelim." dedim mırıldanarak.
O kadar uykum vardı ki gözümü açmıyordum. Zaten gözlerim kıpkırmızıydı, bağımlılara benziyordum resmen. Makyajla az çok yüzümü toparlamıştım ama pek işe yaradığı söylenemezdi.
"Sen niye ölü gibisin?" dedi Hakan kaşlarını çatarak.
"Niye acaba!?" dedim ters bakışlarımı ona bahsederek. Cevabını beklemeden "Burak'la konuştun mu?" diye sordum.
"Evet onu da korkuttum zaten." dedi mırıldanarak.
Cevap vermeden timin olduğu masaya yöneldim. Hakan Mustafa'nın yanına, bende Gökhan'ın yanına oturdum. Ekrem'in bakışları sertçe süzdü beni. Yani şuan bana bakmasının cidden hiç sırası değildi! Maymun gibiydim.
"Komutanım çok neşeli gözüküyorsunuz." dedi Yahya gevşek gevşek bana bakarak.
"Önüne dön Yahya, zaten sinirim tepemde." dedim alnımı ovalayarak. Cidden baş ağrım bugün zirvedeydi. Tüm gün bu ağrıya nasıl katlanırım bilmiyorum.
"Noldu ki komutanım?" dedi Mustafa meraklı bakışlarını bana çevirerek.
"Bu ayyaşla uğraştı da tüm gece." diye kişnedi Efe eğlenerek. Tabi Hakan'ı bulup uğraşan bendim! Bu şerefsizlere de eğlenmek kalıyordu işte.
"Ebendir ayyaş." dedi Hakan homurdanarak. Bir de huysuzlanıyor haspam!
"Yalan mı amına koyayım, gece gece uğraştırmışsın komutanımı!?" dedi Kubilay'da Efe'ye katılarak. Tek destekçim sizsiniz çocuklar böyle devam!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZİ
AcciónARA VERİLDİ ❝Kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için. ❞ Babasının izinden giderek asker olan İdil Çevik. Şehadet şerbetini içmeye baş koymuştur. Bu şanlı yolda alnı ak, gözü kara bir şekilde ilerliyordur. Çocukluktan beri disiplinli bir hayat sü...