6

203 29 17
                                    

Yoongi iki gün odasından çıkmadığın da meraklan mıştım, namjoon onu yalnız bırakmamızı söylediğinde karşı çıkmamıştık ama yemek yemeye bile gelmiyordu.

Ne kadar onu sevmesem de elimde olan sandwich ve meyve suyunu alarak odasının önüne geldim, yutkunarak kapısını çaldığımda ses gelmedi.

Yeniden çaldığımda adım sesleri geldi, kapı açıldığında yeni uyanmış bir yoongi beni karşıladı, gözleri ağlamanın getirisi olarak şişmişti.

Bana bakarak kaşlarını çattı.

"Ne var"

"İnsan bir hoşgeldin der"

"Hoseok"

"Tamam, tamam, ben merak ettim, yemeğe de inmiyorsun"

Gözlerimi kaçırarak konuştuğumda ses çıkartmadı, gözlerine baktığımda arkama bakıyordu, arkama döndüğümde yunhe geliyordu.

Yutkunarak geri yoongi'ye döndüğümde yunhe yanımda durdu.

"Yoonie, neredesin sen"

Sinir ile kıza döndüğümde yoongi kolumu tutarak beni içeri çekerek yunhe'nin yüzüne kapıyı kapattı, gözlerimi kırpıştırıp yoongi'ye baktığımda yatağına giderek oturdu.

Dirseklerini dizlerine dayayıp ellerini kafasına dayadı, elimdekileri masaya koyarak yanına gidip oturdum.

Sessizce kaldık, yutkundum ve konuşma ihtiyacı hissettim.

"Seni böyle göreceğimi düşünmezdim"

Sessiz kaldığında ellerime baktım.

"Bende bir defa aldatıldım, doğum günüm de, ama geçti, geçmişte kaldı"

Bana baktığında gözleri doldu, ona dönerek oturdum.

"Yoongi bazen bırakman gerekir, diğerleri seni uyarmış, yani bu seni ilk aldatışı değil, bazen gözümüzün önünde olan gerçeği göremeyiz"

Yanakları ıslandığında ellerimi yanaklarına koyarak yaşları sildim.

"İp canını yakınca bırakmalısın, bırakmalısın ki elin daha fazla acımasın, zarar görmesin"

Kafasını eğdiğinde tereddüt ederek sarıldım, kollarını belime sararak kafasını boynuma sakladı.

"Çok acıyor"

Benimde gözlerim dolduğunda saçlarını okşadım.

"Biliyorum, üzgünüm"

Hıçkıra hıçkıra ağlarken dudaklarımı saçlarına bastırdım ve gözlerimi kapatarak anlımı başına yasladım.

Ağlaması iç çekişlere döndüğünde ensesinde olan saçları okşuyordum, geri çekilince burnunu çekti, elimi yanaklarına koyarak sildim.

"İyi misin?"

Kafasını salladığında ellerimi bu sefer dizlerinde olan ellerine koydum.

"Yemek yemelisin"

İtiraz edecek iken kalktım.

"İtiraz yok, o kadar endişelendim, yiyeceksin"

Yanına oturarak uzattığımda aldı, kısıkça konuştum.

"Senin için onu dövücem"

Gülerek kıpırdandığımda oda güldü, çatlamış sesi ile konuştuğunda kalbim sıkıştı.

"Teşekkür ederim"

Kafamı sallayarak gözlerine baktım.

"Ye hadi"

Paketi açmaya çalıştığında tireyen ellerine baktım.

"Yardım etmemi ister misin?"

Uzattığında alarak hemen açtım, eline verip meyve suyunu da açtım, yavaşça yemeye başladığında onu izledim.

"Bir insan için kendini üzme, değmez"

Gözlerini kaçırdığında kapı çaldı, kalkarak açtığımda yine yunhe yi görmem ile üstüne atlayarak saçlarını tutarak çektim.

"Seni sürtük"

Çığlık atarak uzaklaşmaya çalışsada izin vermeden sert şekilde yumruk vurdum, tokatlarım o kadar ağır değildi.

Kaçmaya çalıştığında bırakmadım.

"Bir daha yoongi'nin yanına gelmeye tenezzül bile etme"

Yoongi gülerek oturduğu yerden bizi izliyordu, yunhe bağırdı.

"Yoongi kurtar beni"

Yoongi omuz silkerek meyve suyunu içtiğinde yunhe yi iterek konuştum.

"Bir daha yoongi'ye yaklaşma"

"Yoongi benim sevgilim"

"Artık benim"

Kapıyı yüzüne çarptığımda yoongi kahkaha atarak yatağa uzandı.

"Artık benim  mi?"

Karnını tutarak gülmeye devam ettiğinde kaşlarımı çattım.

"Artık benim?"

Yanına giderek oturduğumda kafasını salladı.

"Artık benim dedin"

"Neye?"

"Yunhe,benim sevgilim dediğinde sen de artık benim dedin"

Gözlerini sildiğinde kaşlarımı çattım.

"Öyle mi dedim? Artık değil demek istemiştim"

Kafasını sallayarak gülmesini durdurdu.

"Teşekkür ederim"

"Neden?"

"Beni düşündüğün için, teşekkür ederim"

"Hee, sorun değil, iyi gibisin"

"İyiyim"

"Güzel"

Yatağa uzandığımda yanıma uzandı, sessizce kaldık, her yer mandalina kokuyordu, ciğerlerime derince çektim kokuyu, çok güzel kokuyordu.

/

sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin