sope

2

Sınıfa girdim, öne oturarak  tableti çıkardım ve hoca nın girmesini bekledim.

Sınıf yavaşça dolarken yeni biri girdi, gözlerini etrafta gezdirdi, göz göze geldiğimizde hafif sırıttı ve arkaya doğru yürüdü.

Şaşkınca arkasından baktım, turuncu saçları dağınık, kedi yüzlü, tombul yanaklı biriydi, uzun boylu ve çekiciydi.

Hoca sınıfa girdiğinde derse odaklandık, kafamı arkaya çevirmemek için zor duruyordum.

Sonunda ders bittiğinde herkes imza atarak çıktığında en son ben de imza attım.

Çocuk yanıma geldi, kalemi uzattığımda alarak imza atmaya başladığında ilerleyecek iken bileğimi tuttu.

Şaşkınca ona döndüğümde güldü.

"Yeniyim de, dolaştırır mısın?"

Kalın sesi ile yutkundum, elimi çekerek kafamı salladım.

"Tamam"

Sınıftan çıktık, tek tek yerleri gösterdim, telefonu çalınca açarak konuştu.

"Ne var?"

Gözleri genişledi.

"Şimdi mi? Nerede?"

"Busan mı? 2 dakikaya geliyorum"

Koşarak gittiğinde arkasından baktım.

"Busan mı? Üç saatte gidersin ama"

Kafamı sallayarak dersliğe gittim.

"Ne kadar garip biri"

Sıraya oturarak kitap açarak okudum, bu gün hiç bir şey yapasım yoktu.

/

Okuldan çıkarak dolaşmaya başladım, orman yoluna girdim ve öylece yürüdüm, yerde olan sopayı aldım, öne atarak ellerimi uzattım.

"Boom"

Birden itilme ile geri giderek düştüğümde çubuk yok olmuştu.

Korkarak ellerime baktım.

"Bu da ne?"

Kalkarak üstümü düzelttiğimde etrafa baktım ve hızlıca yürüdüm.

Tanrım, umarım kimse görmemiştir, titreyerek eve girdim ve koltuğa oturdum.

"Tanrım, korkuyorum"

Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışsam da olmuyordu, yutkundum ve uzanarak gözlerimi kapattım.

"Rüya, rüya gördüm, sadece rüya"

Uykuya dalarken sayıklıyordum.

/