Çalışma odasına girdiğimde yoongi yerde uzanmış telefon ile uğraşıyordu, yanına oturduğumda telefonu uzattı.
"Al, şifren yok mu cidden?"
Şaşkınca ona baktım.
"Telefonu mu mu karıştırdın"
Elinden çekerek üstüne atladığımda gülerek kollarımı tutarak beni altına aldı.
"Biraz karıştırdım o kadar"
Kıpırdansam da bırakmadı.
"Seni öldürücem"
Kahkaha attığında durup ona baktım, çok yakındık, yutkundum.
Kızarmaya başladığımı hissediyordum, bana bakarak kaşlarını çattı.
"Neden kızardın"
"Kalk üstümden"
Gözlerini kırpıştırdı, olduğumuz durumu görünce kalkarak ensesini kaşıdı.
"Üzgünüm"
Arkama dönerek telefonu mu açtım, mesajlara girdiğimde kimse mesaj atmamıştı, beklediğim gibi, üstte yoongi yazıyordu, kaşlarımı çattım.
"Ne gönderdin kendine"
Mesaja girdiğimde bütün galerimi kendine göndermişti, kalkarak ona döndüğünde koşarak çıktı, arkasından gittim.
"Buraya gel hemen"
"Üzgün değilim"
"Buraya gel seni aptal"
Kahkaha atarak bahçeye çıktığında hızlandım.
"Seni öldürücem, geberticem seni, aptal herif"
Namjoon'un arkasına geçtiğinde diğerleri anlamayarak baksada güldüler, namjoon'u çektim.
"Çekil, öldün sen yoongi"
"Ya dur,karnım ağrıdı"
"Banane be, gel buraya, o saçlarını yolucam"
"Ne oldu?"
Jungkook gülerek sorduğunda cevapladım.
"Telefonu mu karıştırmış"
Jin kolumu tuttu.
"Siz hani çalışıyordunuz?"
Durduk ve ona baktık, elimizi ensemize attığımızda jimin güldü.
"Gidin hadi"
Yoongi'nin sırtına atladım.
"Taşı beni köle"
Yoongi göz evirip ellerini kalçamın altında birleştirip ilerlediğinde taehyung seslendi.
"Kavga etmeyin sevişin"
Göz devirdim ve kafamı omuzuna koydum.
"Gerizekalı aptal"
"Ne ya, güzel fotoğraflar vardı"
"Ha normalde çirkinim"
"Ne alaka, çok güzelsin"
"Yalancı pislik"
Anlımı omuzuna koyduğumda durdu.
"Yalan söylemiyorum"
Kafamı salladığımda kalçamı cimcirdi, acı ile elini ittim.
"Ya ne yapıyon aptal"
Ağlarcasına konuştuğumda güldü, beni indirdiğinde kollarımı bağladım, belimden tutarak beni kaldırdı, kucağına aldığında şaşkınca kaldım.
"Ne yapıyon?"
"Hiiç"
Bacaklarımı beline bağlayarak boynuna sarıldım, belime sarılarak yürüdüğünde kafamı omzuna yasladım, yunhe bize bakarak kaşlarını çattığında orta parmak çekerek dil çıkardım.
Şaşkınca baktığında gülerek yoongi'ye baktım.
"Sen yakışıklımı oldun lan"
"Ben zaten yakışıklıyım şerefsiz"
"Sen sadece yanaktan oluşuyon olum, şuna bak"
Yanaklarını tutarak çekiştirdiğimde göz devirdi, minik burnunu tuttum.
"Vücuduna tezat yüzün var amk, bu nası oluyo?"
"Nasıl?"
"Yüzün mandu gibi, vücudun çok iyi, anlamadım"
"Nasıl görünüyorum yani?"
"Bence benim tipimsin, başkasını bilmiyorum"
"Ha yani elinde olsa benle çıkarsın"
"Şimdi de çıkarım yakışıklı"
Göz kırptığımda güldük, yunheyi aştmıştı, üç ay da iyi olmuştu, tabi her gece bana sarılıp ağlaması dışında,bende yunheyi kenarıda sıkıştırıp dövüyordum.
Çalışma odasına girdiğimizde kucağından indim.
"Odaya giderken de taşı sana"
Kafasını salladı.
"Tamam, hadi meditasyon zamanı"
Yere oturduk ve gözlerimi kapattım, umarım olurdu.
/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope
Fanfiction"Bu beni ilgilendir miyor" "Bu asıl seni ilgilendiriyor, beni evimden alıp buraya getiren sensin kas kafalı"