"NEFRET EDİYORUM SENDEN EDİN DZEKO! BENİ İSTİYORSAN, BENİ SEVİYORSAN, BENİ ÖZLÜYORSAN BUNDAN ÖNCE NEREDEYDİN OROSPU ÇOCUĞU SENİ? SENİN OLMAM İÇİN O KADINDAN BOŞANMAN LAZIMDI. BEN SANA DEDİM YA, ONDAN BOŞANMAZSAN HEM BENİM YÜZÜMÜ HEMDE KIZIMIN YÜZÜNÜ GÖREMEZSİN DİYE. SENDEN KAÇMAK İÇİN SIRBİSTAN'A GİTTİM YİNE KARŞINDASIN. KARDEŞİM SAL BENİ. İSTEMİYORUM SENİ. SENDEN O KADAR NEFRET EDİYORUM Kİ BU NEFRETİ KELİMELERE SIĞDIRAMAM. O KADAR BÜYÜK BİR NEFRET BESLİYORUM Kİ SANA... ŞİMDİ YILLARIN ACISINI ÇIKARMAK İSTEMİYORUM SENDEN. O YÜZDEN ŞİMDİ SİKTİR OLUP GİDER MİSİN EDİN DZEKO?"
Dzeko arkasına bile bakmadan çekip gitmişti. Dusan'da kapıyı tıklattı. Kapıyı şaşkın bir Neymar açtı.
"Neydi o bağırış sesleri? Valeria uyanmadı Allah'tan."
"Lavuğa bak sardı bize aga yaa! Yine o manyak orospu çocuğu gelmiş."
"Dzeko mu?"
"Evet."
...
Messi ve Neymar hazırlanmış, dışarı çıkacaklardı. Çünkü Suarez'i karşılamaya havalimanına gidiyorlardı.
"Hadi görüşürüz Dusan."
Dedi Lionel.
"Görüşürüz Lionel, görüşürüz Neymar."
"Görüşürüz görüşürüz. Valeria'ma dikkat et."
"Ederim merak etme."
Dedi gülümseyerek Dusan ve Neymar ile Messi çıkmıştı evden. Haftaya Dragana geliyordu ve Dusan hâlâ çok stresliydi. Bu gün bir arkadaşı ile buluşmak için dışarı çıkacaktı kızı ile. O arkadaşıda, Cenk Tosun'du. Cenk iyi bir insandı, Dusan'da hoşlanmıştı Cenk'ten. Belki de aşk hayatına Dzeko'dan sonra düzgün bir insan girecek diye düşünüyordu.