10: komedi gibi bir gün

123 9 32
                                    

Tadic'ten.

Tüm hazırlıklar hazırdı. Messi ve Ronaldo, diğer arkadaşları ile beraber gelmişlerdi Ryan'ın doğumgününe. Ama tek sorun Edin'in deli sevgilisi Amra'da buradaydı. Amra Edin'in kolunun altında, gülümseyerek ona bakıyordu. Edin'de gülümsedi ve sevgilisinin dudağından öptü. Edin'in cebinde kare bir şey vardı. Ne olduğunu çok merak ediyordum. Neyse diyip geçiştirdim. Tesise Ryan Sebastian ile beraber giriş yaptı. Alkışlar ve ıslıklar eşliğinda pastanın önüne geldi. Sesli bir şekilde dileğini tuttu.

"Bu sene Fenerbahçe'nin şampiyon olması dileğiyle!"

Dedi ve Sebastian'ın belinden tutarak pastada ki mumları üfledi. İsmail hoca büyük pastadan kesip herkese verdi. Bana gelince,

"Ben istemiyorum hocam. Hazır pasta sevmem."

Dedim. O da tamam dedi ve meyve suyu koyup verdi. Teşekkür ettim. Çoğu içki içiyordu ama bünyeleri güçlü olduğu için hemen sarhoş olmuyorlardı. Edin öksürdü ve tüm dikkati üstüne çekti. Cebinden kutuyu çıkartıp açtı, yüzük vardı. Amra'nın karşısında eğildi...

"Amra benimle bir ömür boyu yaşamaya, benimle evlenmeye var mısın?"

Yandan bana bakıp gülümseyerek tekrar Amra'ya döndü. Amra sevinçle Edin'in boynuna sarılıp EVET dedi. Kaşlarımı çattım. Resmen ağlamamak için zor duruyordum. İsmail hoca benim halimi görmüş olacak ki üzüntülü ve endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Edin yüzüğü Amra'ya takıp onu öpmeye başlayınca ağlayarak tesisten ayrıldım.

Arabama bindim ve herhangi bir yere sürmeye başladım. Ağaçlık bir alana arabayı soktum ve değişik bir şekilde park ettim. Daha sonra deliler gibi ağlamaya başladım.

"LANET OLSUN SENİ SEVEN KALBİME!"

Göz yaşlarımı sildim. Ellerimi biraz belirgin olan karnıma koyup okşuyordum sürekli ve titrek sesimle konuştum.

"Seni seviyorum bebeğim. Ama lanet olsun ki babanıda seviyorum. Beraber olacağız dedi baban. Ama ne oldu bak gördün. Gözümün içine baka baka Amra'ya, sevgilisine evlenme teklifi etti. Ne yapacağım canım bebeğim? Hiç bir şey bilmiyorum. Kafam çok karışık."

Sonra kafamı arkaya attım. Telefonum çalıyordu. Arayan İsmail hoca idi.

"Dusan'ım neredesin?"

"Bilmiyorum hocam."

"Konum at Ryan ve Sebastian seni almaya gelicekler."

"Tamam."

Diyip telefonu kapattım. Ryan ile mesajlaşmalarımıza girdim ve konum attım. Yarım saat sonra geldiler. Camdan kafasını çıkarttı Sebastian.

"Tadic bizi takip et!"

Başımla onayladım Sebastian'ı. Onlar arabayı sürmeye başlayınca kendi arabam ile onları takip etmeye başladım. Tesise geldik. Niye? Arabaları park edip içeri geçtik. İsmail hoca direkt bana sarıldı.

"Çok korktum. Çok korktum oğlum benim. Neredesin, neden kayboldun? Tamam tamam ağlama canım benim! Bebeğin üzülecek. Ağlama Dusan. Seni kimsenin üzmesine izin verme!"

İsmail hocaya sarılıp ağlıyordum şu an. Şerefsiz bana gülümseyerek bakarak köşeden izliyordu beni.

"Hocam ben burada kalmak istemiyorum. Evime gideceğim."

Sonra Messi geldi yanıma. İsmail hoca gitti. Messi omuzlarımdan tuttu.

"Yapma lan! Yapma oğlum! Değmez onun için! Üzme kendini bi piç için, paralama kendini."

"Tamam..."

....

PWUWYWTSİDODDMJDSJ

(Bu fice en son 19 kasimda bolum atmisimda yine sacma sapan bölüm atıp kaçıyorum)

GOAT tutulması - RonessiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin