-10-

935 73 41
                                    

Merhabalar. Güzel bir bölümle geldim. İyi okumalar. Destekleriniz içinde teşekkür ederim.

....................

.................................

Ama gün gelecek

Işıl ışıl bir gürültü koparacağım.

"Asker çök!" anam. Neredesin anam?

"Sürün..." sağ bacak, sol bacak. Sürün Hilal sürün, ha gayret.

"Hızlan asker! Oyun oynamaya gelmedik." Bas bas daha hızlı.

"Uykunu alamadın mı prenses!" kafamı çevirmeye cesaret edemedim. Kim bilir kimi payladı.

"Haftalardır burada yan gelip yattınız. Kim olduğunuzu unuttunuz." Dün bir bugün iki, ceza içinde ceza çekiyoruz resmen.

"Yüzbaşı uykun mu var!" Allah cezamı versin diyeceğim zaten verdi. Dahası olmasın lütfen.

"Uyuma asker!" yanımdan geçen Yıldırım bir küfür savurunca gülmüştüm.

"Yüzbaşı!" hay şansımı. Ulan Yıldırım yedim oğlum seni.

"Emredin Binbaşım." Kurban olayım yapma.

"Bu eğitim size hafif kaldı anlaşılan." Vallahi kalmadı bittim...Bittim.

"Koşmaya başla Yüzbaşı. 10 tur sonra burada ol." Önünde ki taşı işaret ettiği gibi selam verip koşmaya başladım.

Sabah kahvaltı yaptık. Çok şükür onda sorun olmadı da. Sonrası pek iç açıcı değildi. Verdiğim eğitimi beğenmeyen Binbaşı yerimi alıp, beni de eğitime kattı. Ama onun yaptığı eğitim değil. Can çıkarmak resmen bu.

"Yıldırım sana Yıldırım girsin." Bitmişim ben zaten, bu nedir şimdi benim başıma geldi.

"Hızlan Yüzbaşı." İkinci turda bana bağıran Binbaşıma minicik bir gülücük attım.

"Emredersiniz komutanım." Karakolun arkasına geldiğim gibi yere attım kendimi. Atletimi kaldırıp anlımda ki terleri sildim. Ulan zaten her yerim yapış yapış oldu. Tozu toprağı demiyorum bile. Bayılacağım artık. Su içmem lazım.

"Sadece su istiyorum. Allah'ım lütfen." Ağlamama saniyeler kala yine adımı duymuştum.

"Komutan..." arkamı dönünce ilk gördüğüm bana doğru uzanan dolu bir şişe su oldu. Onu uzatanı görünce istemeden gülmüştüm.

"Ağa?" ne çabuk kabul oldu duam. Hem de ağa bozuntusuyla.

"Komutan... Su ister misiniz?" bunu dedin ya, çaldın kalbimi. Vay be. De yani aşıklık falan çalmadın. Klasik bir kelimeydi. Genel herkese söylenebilir.

"Evet... Lütfen." Su ile aram da olan 3 adımı kapattım ama. İşte ama, Binbaşı ile aram da olan mesafeyi daha da açamadım.

"Hilal Yüzbaşı?" neden ki yani? İçseydim şu suyu öyle gelseydin.

"Emredin Binbaşım." Anında dibimize gelip bana doğru uzanan suyu göz hapsine aldı.

"Çokta susamıştım." Ses çıkmasına izin vermeden ağanın elinde ki suyu alıp içti. Küfür etmeyeceğim... Hayır etmeyeceğim.

"Çok sağ ol Levent olan ağa." Valla delireceğim. Adama gıcıklığına nasıl hitap ediyor.

"Afiyet olsun Komutan." Kısık gözlerini bana çevirip dondu kaldı. "Allah'a emanet." Dedi. Döndü gitti. Ama hayır ya.

"Yemin ederim dünya üzerinde sen ve kardeşin kadar gıcığı yok." Sinirle patladığım adama dönünce sıçtığımı anladım. Aferin kızım aferin.

HİLAL (Güçlü Kadınlar S. 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin