-9-

938 67 16
                                    

Güzel bir bölüm ile geldim. İyi okumalar 🤗

.
..
...
....

Geçmesin günümüz.

Sevgilim.

Yasla.

O güzel başını göğsüme yasla...

"Merkez komutanlığı rahat! Hazır ol! Tüfek as! Dikkat!" yüksek sesle önümde ki askerlere bağırdım. Binbaşım beş adım arkamda duruyordu. Ona dönüp üç adım gerisinde kalarak selamımı verdim. "Yüzbaşı Kara, Van merkez komutanlığı bölük komutanı! 2 subay, 2 astsubay, 5 uzman erbaş, 150 erbaş ve er ile görüş ve emirlerinize hazırdır komutanım."

"Teşekkürler!"

"Sağ ol."

"Merhaba asker!"

"Sağ ol."

"Nasılsınız!"

"Sağ ol."

"Sizde sağ olun." Tekrar askerlere döndüm.

"İleri bak! Tüfek çıkar!" esas duruşa geçtim hemen. Binbaşı tek tek izledi her hareketi.

"Rahat!" herkes rahata geçince bana döndü. "Yerine!" anında solumdan geriye dönüp Arslan'ın yanına geçtim.

"Bugünden sonra eksiksiz eğitim iki katıyla yapılacak. Buraya tatile gelmediniz. Çok önemli bir göreviniz var. Vatan sizden hizmet ister. Dağıl şimdi asker!"

&&&

"Valla gelir gelmez yıktı ortalığı." Yalçın elinde ki bardakla oynarken söylendi. Ona daha öğlen olanların hesabını sormadım.

"O değil de cidden ne zaman her şeyi tam olarak, ayrıntılı öğreneceğiz. Ben çok sıkıldım aynı yerde saymaktan." Muhammet sinirle söylenince gülmüştüm. Bu da iyice sabırsız oldu. Hadi hayırlısı.

"Gizemli olmayı sever zaten kendisi. Bilmiyor musunuz? Hem iki güne kalmadan anlatır. Zaten mecbur." Arslan yine abisi hakkında boş boş konuşunca ona ters bir bakış attım. Anında bana 'ne var?' bakışı attı. Elinin körü var. Elinin. Körü.

"Bir yerleşsin adam. Öğreniriz her şeyi. Ne bu acele? Cidden belayı bu kadar seviyor muyuz?" ilk kez mantıklı konuşmuşum gibi suratıma baktılar.

"Keşke bu cümleyi İsmail kursaydı. Valla daha az yabancılık çekerdik." Yıldırım anında lafı yapıştırınca ona pis bir bakış attım. Bunlar insan değil.

"Ben sizi Allah'a havale ediyorum artık."

"Allah'ı karıştırmayın yüzbaşım."

"Sus yıldırım."

"Kızma çocuğa." Arslan'a döndüm anında. Çocuk?

"Eşek kadar adama çocuk demediğin kalmıştı."

"Ben hala kendimi 18 hissediyorum yüzbaşım." Sabır... Sabır...

"Gel gel. Cebime gir." Sonra neden sinirleniyorum? Acaba ya? Acaba?

"Yüzbaşı!!!" duyduğumuz sesle anında ayağa kalkıp selama durduk.

"Yüzbaşı Kara. Emredin komutanım." Masanın etrafında dolanıp hepimize tek kaşı havada baktı.

"Saat kaç yüzbaşı?" sıçtık.

"Gece yarısını geceli 2 saat oluyor komutanım." Yak kızım. Yak başını.

"Askerler neden yatağında değil? Yetersiz olduklarında siz mi taşıyacaksınız sırtınız da?" karşımda bana sinirle konuşan adamdan gözlerimi ayıramadım. Zaten ayırmaya cesaretimde yoktu.

HİLAL (Güçlü Kadınlar S. 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin