Geç bir saatte geldi. Kusura bakmayın anca yetişti. İyi okumalar.....
...................
...................
Uyandım sonunda. Rüya bitti işte...
"Ağam?" tekrar söylenen kelimeyle, ağa ayağa kalkıp Nihal'i karşıladı. Umursamadan oturmaya devam ettim. Kahvemi yudumlarken Nihal ile göz göze geldik. Horoz gibi kendini kabartmaya başlayınca gülmüştüm. Demek rakip olarak görüyor. Dengim değilsin ama sen bilirsin. Ben kaybedeceğim hiçbir şeye oynamam. Ve inan ki Nihal, yanında duran adam için oynarım.
Yani kabul ediyorum. Sonuçta ilk gördüğüm anda düşmüştüm bu adama. Yakışıklı, boylu poslu. Zeki ve tatlı. Tatlı mı? Ne tatlısı kızım? bu adamdan tatlı olur mu?
Olur.
Neden olmasın?
Hatta dur bulayım hemen bir tane.
Nihal ile konuşan adamı göz hapsine aldım hemen. Senden ne tatlısı olur acaba ağa bey?
Lokma... Böyle tek lokmalık lokma. Çokta severim. Olsa da yesek, dediğim gibi ağzımda ki kahveyi püskürtmeli gülmüştüm.
Ağa koşar adımlarla yanıma gelince, daha fazla gülmemek için öksürmeye başladım.
"İyi misin komutan?" cebinden çıkardığı mendili uzattı.
"İyiyim lokma." Bana şaşkın şaşkın bakınca ne dediğim dank etmişti. Aferin kızım çok iyi. Lokma... Tabi...
"Lokma mı?" şaşırma canım sensin o...
"Lokma mı dedim?" yok canım ne münasebet.
"Evet canınız istediyse yaptırtabilirim." Anında gülümseyerek ona döndüm.
"Nasıl yani?" tekrar yanıma oturdu.
"Yani biliyorsunuz bu köyün ağasıyım. Bu arsalar hep benim." Elini etrafta sallayınca, ona ayak uydurdum.
"Nereden geliyor bu değirmenin suyu?"
"Su değildir, alın teridir." Göz göze gelince gülmeye başlamıştık.
"Ağam?" bu cadı hala buradaydı değil mi? Ben bunu unuttum. Gerçi unutan tek ben değilim gibi de neyse.
"Nihal?" hemen yanımızda bitti. Az ötede nefes alsaydın ya.
"Komutan sizin özel bir işiniz vardı sanki?" Hilal sakin ol kızım. Şu an kahve date yapıyorsun ve tam ortasındasın.
"Evet özel işim de şuan yanımda oturuyor."
"Pardon...." Dedi. Kıpkırmızı olmuş suratıyla. Sen dua et sabah komutanımın yanındaydın. Yoksa orada da bir güzel ağlatırdım seni. Nasip şimdiyeymiş.
"Evet özel işim ağa ile kahve içmekti." Başını eğerek gülen ağaya döndü hemen. Ne oldu canım bir morardın.
"Ağa?" ay delireceğim. Söylüyorum hala ağa diyor.
"Evet Nihal ne oldu?"
"Doğru mu?" yazık adam da bir şey oldu sanıyor da cevap veriyor.
"Ne doğru mu?" adam burada bile değil.
"Kahve ve siz ikiniz." İlla gel ağzımın ortasına çarp diyor.
"Evet bana da sürpriz oldu. Ama çok iyi oldu." Bana bakıp gülümseyince, son kalan iki kırıntılık dişil enerjimle bende ona gülümsedim.
"Kesinlikle..." dediğim gibi tam karşımızda duran kadına döndüm.
"Peki siz?"
"Ben mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİLAL (Güçlü Kadınlar S. 2)
Ficção AdolescenteYüzbaşı Hilal Kara Ve Ağa Levent Şahinkoru Onlar nefretle başladı intikamla devam etti. İkisinin de arkasında ailem dediği yoldaşları vardı. Sevda onları esir ederken. Ses çıkarmadan teslim oldular. Yasak bölgeler. İntikamlar . Komedi ve dramın har...